Toplumun en büyük yaralarından biri olan ve hiç istisnasız tüm ebeveynlerin evlatları için korkulu rüyası olan bu konunun son günlerde tüm sosyal medya ve diğer yazılı ve görsel basında tırmanması yürekleri ister istemez ağzımıza getiriyor.
Çocukların tehlikede olduğu bir dünya asla kimseye huzur vermez!

Hepimizin en hassas konusu olan evlatlarımıza karşı yapılan bu sapıklığa sessiz kalamazdım ve konuyu köşemde kaleme alarak sesimi/sesimizi tüm sessiz kalmak zorunda hisseden mağdurların sesi olmak istedim.

Gelin bu ruh hastalığının ne olduğuna etrafımızda ki bu sapıklara karşı, yine biz toplumun nasıl sessiz kaldığını ve buna karşı hep birlikte nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini birlikte değerlendirelim.
Çünkü ben sesimizi hep birlikte yükseltirsek tabularımızı yıkabileceğimize ve daha güçlü olabileceğimize inanıyorum.

Toplumlar ve bireyler tarafından kabul edilen konular arasında çocuk istismarı ve çocuklara uygulanan cinsel istismarlar maalesef öncelikte. Nedir PEDOFİL'in bilimsel açıklaması?
Pedofil yetişkin bir kimsenin çocukları cinsel açıdan çekici bulması, cinsel eğilimin çocuklara yönelik olması ve çocuklara yönelik cinsel istismar dürtüsü barındırmasıyla karakterize edilen psikoseksüel bir rahatsızlıktır. Pedofilin sebebi hem biyolojik hem de çevresel faktörlerle ilişkilidir.

Bu kişiler genellikle kurbanın güvenini kazanıp ona yakın olabilecekleri konumları seçerler. Kurbana gösterdikleri ilgi ve alakayı diğer kişilere göstermezler.
Davranışlarında genellikle zor kullanmadıkları masum dokunmadan başlayıp farklı manipülasyon teknikleri uygularlar.

Ben pedofilleri iki şekilde değerlendiriyorum. Birincisi yetişkinin çocular üzerinde olan cinsel eğilimi, digeri ise yine yaşı elliyi geçmiş bir başka yetişkinin (15 ve 20 arası) yaşlardaki gencecik daha çocuk yaş olarak gördüğümüz henüz karakter olarak olgunluğa erişmemiş evlatlarımızı ciddi bir şekilde taciz edip onlarla cinsel ihtiyacını gidermek isteyen yetişkinler. Hatta istedikleri karşılığı bulamadıklarında ise tecavüze kadar uzanan bir sapıklık sendromu!

Cinsel istismara uğrayanların bir bölümü bir aile bireyi tarafından istismara uğrayıp büyük bir bölümü ise etrafındaki tanıdıkları yetişkinler tarafından istismar edilir.
Büyük bir bölümünün akraba yakın komşular olması ve hatta işyerlerine kurumlara kadar uzayan, her yerden çatlak seslerin gelmekte olduğuna şahit oluyoruz. Özellikle bu durumun oluşmasından dolayı kurban yakınları durumu resmi makamlara taşımaktan çekindiklerinden dolayı olayların mahkemeye taşınması bir engel teşkil etmektedir.

Bunun nedenleri ise, aman akrabadır konuşamayız,
Komşudur sesimizi çıkartmayalım,
Güçlüdür biz ona birşey yapamayız,
Bu adam bana para kazandırıyor sapıklığına göz yummak zorundayım,
Çocuğumun taciz edildiği duyulursa rezil oluruz gibi .... yüzlerce sessiz çığlık!

Eğer biz bu şekilde düşünerek kendimizi koruma altına aldığımıza yine kendimizi inandırırsak bizim canımız canlarımız çok daha fazla yanacak ve yanmaya da devam  edecektir. 
Şunu unutmayalım ki her sessiz kalış bir başka kurban doğuracak, her suskunluk çocuklarımız için bir risk oluşturacaktır!

Ve yine unutmayalım ki, çocukların ve cocuk yaştaki kızların erkeklerin iğrenç ellerle kirletildiği onların bu şekilde ruhlarının hasar gördüğü canlarının acıdığı bir dünya da yaşamaya devam ettiğimiz müddetçe ve tüm bu yaşananlara sessiz kaldığımızda, muhteşem işleyişte olan evren işte o dünya üzerinde yaşayan toplumları refahlıktan alır ve hezeyana doğru sürüklemeye başlar. 
Doğayı karşımıza almadan üzerimize düşeni bizler yapalım.
Hem çocuklarımızı hemde kendimizi kurtaralım.

Çocuklar mutlu olsun ki, bizimde yüzümüz gülsün.

Not: Konuyla ilgili kendisini sessiz kalmak zorunda hisseden baskı altında olan mağdur kişiler bana ulaşabilirsiniz. Unutmayın ki YALNIZ DEĞİLSİNİZ.

Sevgilerimle 
Saadet Koral

[email protected]