Polis Teşkilatı Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele Ulusal Koordinatörü Johan van Renswoude, NRC gazetesine verdiği bir röportajda, “bir polis memuru mesai saatlerinde  başörtüsü veya kipa gibi dini sembol olarak görülen kıyafetleri kullanabilmelidir” açıklamasını yaptı. Van Renswoude’nın sözleri tartışmaları alevlendirdi.

Van Renswoude, "görünüş açısından da çeşitliliğe izin vermenin" zamanın ruhuna daha uygun olduğunu savunuyor. Röportajında dini sembollere ve giysilere izin verilmesi konusundaki tartışmanın hassas bir sosyal mesele olduğunu bildiğini belirten Van Renswoude, bu konunun polis teşkilatında da tartışıldığını kabul etti ve sırf bu nedenle de olsa konuyu daha fazla tartışmak için bir grup uzmanı bir araya getirmek istediğini dile getirdi.

Polis teşkilatı: Yönetmelikleri uyguluyoruz
Gazete polis teşkilatının, Van Renswoude'nin ifadeleri hakkında açıklama yapmaktan kaçındığını aktardı. Polis teşkilatından bir sözcü gazeteye yaptığı açıklamada teşkilat içinde yönetmelik kurallarına bağlı kalındığını ancak örgüt içinde de “bizim için tarafsızlık ne anlama geliyor?” konusu üzerine tartışmaların yapıldığını bildirdi.

Sözcü “Başörtüsü, kipa veya haç gibi dini bir sembolü gözle görülür şekilde takmak tarafsızlığı engeller mi yoksa daha fazla bağlantı mı yaratır? Bu karmaşık temaya bir cevap bulmak için, uzmanlar ve deneyimli kişilerden oluşan Netwerk Divers Vakmanschap (NDV) ile çalışmaya başlandı” şeklinde açıklama yaptı.

Tartışmalar 2017 yılında başladı
Bilindiği üzere şuanda mevcut yasa ve kurallara Hollanda'da üniformalı bir polis memurunun dini semboller veya giysiler giymesi yasak. Teşkilat içinde görevli memurların dini kıyafetler veya sembolleri kullanıp kullanmaması konusu ise aslında yıllardır devam eden bir tartışma. 

2017 yılında dönemin Amsterdam Emniyet Amiri Pieter-Jaap Aalbersberg konuyu gündeme getirip tartışmaya açmıştı. Amsterdam'daki bir polis memuru ‘tepkileri ölçmek adına’ başörtüsü takarak sokaklarda görev yaptı. 

Dönemin adalet bakanı Stef Blok başörtüsünün polis üniforması ile birlikte olamayacağını çünkü üniformanın, “tarafsızlık ve tekdüzelik” yansıtması gerektiğini açıkladı.  Polis şefi Erik Akerboom da Aalbersberg’in öne sunduğu fikre destek verilmediğini belirtti.

Teşkilatta tek sorun başörtüsü değil
Polis teşkilatı, dini semboller veya giysilerin yanı sıra teşkilat içinde ten rengi veya menşei nedeniyle sindirilen, taciz edilen ve ayrımcılığa uğrayan memurlar ve bu tür olaylara müdahale etmeyen üst düzey emniyet görevlileriyle de gündeme gelmişti. Yine basına yansıyan olaylarda Rotterdam’daki bazı polislerin kendi aralarında kurdukları watsapp gruplarında kullandıkları ırkçı sözleri büyük tepkilere yol açmıştı.

Sendikalar Van Renswoude’ya destek vermiyor
Polis sendikası NPB, başkan Struijs, Van Renswoude'nin önerisine katılmadığını başörtüsü veya kipa takmanın “esas olarak saldırganlığı uyandıracağını” belirtti. Struijs önceliğin kapsayıcı ve güvenli bir polis teşkilatı oluşturmak olması gerektiğini ve bunun yeterince zor olduğunu dile getirdi.

ANPV sendikası başkanı Xander Simonis öncelikle polis teşkilatı içindeki ayrımcılığın yasaklanması konusunda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini ve ancak ondan sonra dini kıyafetler hakkında bir tartışma yapılabileceğine inandığını kaydetti.

Polis sendikası Equipe başkanı Miriam Barendse ise NOS Radio 1 Journaal'da yaptığı açıklamada Van Renswoude'nin "toplumla bağlantıda kalmak için çözümler aradığını" anladığını, ancak Simonis'in teşkilat içindeki ayrımcılık ve çeşitlilik konularının öncelikle çözülmesi gerektiği sözüne katıldığını dile getirdi. 

Yeşilgöz şimdiden karşı
Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz ise bu yıl mart ayında Temsilciler Meclisine gönderdiği açıklamada polis üniforması hakkında bir tartışmanın söz konusu olamayacağını, devletin temsilcisi olan polisin tamamen tarafsız olması gerektiğini belirtmişti. Yeşilgöz, “Polisin eylemlerinin meşruiyeti ve tarafsızlığı, diğer noktaların yanı sıra dini veya felsefi inançları ifade etmemek veya bunlara ilişkin bir pozisyona sahip olmamakla vurgulanır.” şeklinde ifade kullanmıştı.

Baldewsingh’den Van Renswoude’ya destek
Ulusal Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele Koordinatörü Rabin Baldewsingh Eylül ayında yaptığı açıklamada tarafsızlık argümanına katılmadığını bildirdi. Baldewsingh dini ifadeler kullanmanın, hükümetin profesyonelliğini ve tarafsızlığını azaltmadığını belirtirken, “Görevlerini tarafsız bir şekilde yerine getiremeyecekleri fikrinin yanlış ve gereksiz yere damgalayıcı olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Avrupa Mahkemesi yasağa izin veriyor
Hollanda İnsan Hakları Enstitüsü, 2017'de polisin Rotterdam'lı bir çalışanın üniformalıyken başörtüsü takmasına izin vermeyerek ayrımcılığa maruz bıraktığına karar vermişti. Avrupa Adalet Divanı'na göre, işverenler dini veya siyasi sembollerin görünür şekilde giyilmesini yasaklama hakkına sahip. Ancak işverenin; tarafsızlığın kuruluş için gerekli olduğunu ve buna izin verilmesinin zararlı bir etkisi olduğunu kanıtlayabilmesi gerekmekte.

Birçok batı ülkesinde polis memuru olarak dini kıyafet giymeye izin verilmezken, izin verilen ülkeler de bulunmakta. Örneğin; İskoçya'da ve İngiltere’nin bazı bölgelerinde Müslüman polis memurlarının resmi başörtüsü takmasına izin verilmekte. Aynı şekilde Yeni Zeland’da polis memurlarının başörtüsü takmasına izin veriliyor. 

Fotoğraf: Politie.nl

WhatsAppta ücretsiz bültenimize abone olun, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın

Sitemizde yayımlanan haberlerin her türlü hakkı SONHABER.eu’ya aittir. Haberin linki kaynak olarak gösterilmeden alınan haberler için hukuki işlem başlatılacaktır.