Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.
Hükümet bugün, 2029 yılından itibaren uygulanacak “neredeyse ücretsiz” çocuk bakım sistemi (kinderopvang) hakkında detayları paylaştı. Olumlu bir adım olarak görülen bu plan, aynı zamanda ciddi eleştirilerle karşılaşıyor. Peki bu değişiklik ebeveynler için neleri getirecek ve neden tepki çekiyor?
İşte detaylar…
2029’dan itibaren neler değişecek?
2029 yılından itibaren çalışan tüm ebeveynler için kreş ve okul sonrası bakım giderlerinin yüzde 96’sı devlet tarafından karşılanacak. Bu uygulama yalnızca aktif çalışan ebeveynleri değil, iş arayan veya belirli bir süre sonra işe başlayacak kişileri de kapsayacak.
Örneğin hâlâ öğrenci olanlar, doktora yapanlar ya da işe dönüş (reintegratie) sürecinde olanlar da bu sistemden yararlanabilecek.
Ebeveynler, her bir çocuk için ayda en fazla 230 saatlik çocuk bakım hizmetinden faydalanabilecek. Kreşlerde bir gün ortalama 11 saatlik bakım süresi olarak hesaplandığından, bu da haftada beş gün tam zamanlı bakım anlamına geliyor.
Ancak planın devlet bütçesine önemli bir maliyeti olacak. Mevcut sisteme kıyasla bu yeni uygulamanın devlete yıllık yaklaşık 3 milyar avro ek yük getirmesi bekleniyor.
Hükümet neden böyle bir adım atıyor?
Geçici hükümetin bu kararı almasının birkaç nedeni bulunuyor. Her şeyden önce, hükümet çalışmanın daha fazla karşılık bulması gerektiğini düşünüyor. Yani çalışan ebeveynlerin, giderleri düştükten sonra ellerine daha fazla para geçmesi hedefleniyor.
Ayrıca çocuk bakımının neredeyse ücretsiz hale getirilmesiyle, daha fazla kişinin iş gücüne katılması ya da mevcut çalışanların çalışma saatlerini artırmasının teşvik edilmesi amaçlanıyor.
Bir diğer gerekçe, çocukların gelişimini desteklemek. Erken yaşta düzenli çocuk bakım hizmetine erişimin, çocukların bilişsel ve sosyal gelişimi açısından büyük önem taşıdığı vurgulanıyor.
Ancak bu değişikliğin en önemli nedeni, hükümetin yıllardır karmaşık ve sık sık geri ödeme krizlerine yol açan çocuk bakım yardımı (kinderopvangtoeslag) sisteminden kurtulmak istemesi. Çünkü eğer bir çocuk beklenenden daha az gün kreşe gitmişse, aileler büyük miktarları geri ödemek zorunda kalabiliyordu. Yeni sistemle bu sorunun ortadan kalkacağı, çünkü devletin ödemeyi doğrudan kreşlere yapacağı belirtiliyor. Yani para artık ebeveynlerin hesabına değil, doğrudan çocuk bakım kuruluşlarına aktarılacak.
Kreşlerde bekleme süreleri daha da artacak
Yeni sistem yürürlüğe girdiğinde talebin artması ve dolayısıyla bekleme listelerinin uzaması kaçınılmaz görünüyor. Ayrıca uzmanlar, bu sistemin istihdama etkisinin sınırlı olabileceğini belirtiyor.
Amaç, ebeveynlerin çocuklarını daha kolay kreşe gönderebilmesi ve böylece daha fazla saat çalışabilmeleri. Ancak Merkezi Planlama Bürosu (CPB) ve Sosyal Kültürel Planlama Dairesi (SCP) gibi kurumlara göre bu beklenti pek gerçekçi değil.
Bazı uzmanlara göre birçok ebeveyn, çocuk bakımını örneğin büyükanne, büyükbaba veya komşular aracılığıyla—bir şekilde çözüyor. Bu aileler yalnızca hizmet ücretsiz hale geldiği için çocuklarını kreşe yönlendirebilir, ama çalışma saatlerini artırmaz. Yani sistem, iş gücü piyasasına ek katkı sağlamayabilir.
Düşük gelirli aileler için neden etkisiz olabilir?
Uzmanlar, düşük gelirli ailelerin daha fazla çalışmayacağını da belirtiyor. Çünkü bu ailelerin çocuk bakım masraflarının yüzde 96’sı hâlihazırda devlet tarafından karşılanıyor. Dolayısıyla “neredeyse ücretsiz” sistem onlar için ek bir teşvik yaratmayacak. Çoğu aile, ekonomik koşulları elverdiği sürece zaten çalışıyor.
Uzmanların diğer endişeleri
Personel açığı nedeniyle çocuk bakım merkezlerinin fiyatlarını artırması da olası. Bu durum, genel fiyat artışlarına, daha uzun bekleme listelerine ve hizmet kalitesinin düşmesine yol açabilir. Böyle bir senaryoda en çok zarar görecek kesim, düşük gelirli aileler ve onların çocukları olacak.
Uzmanlar, bu ailelerin sistem “neredeyse ücretsiz” olmasına rağmen, artan ücretler nedeniyle bugünkünden bile fazla ödeme yapmak zorunda kalabileceğini vurguluyor.
©Sonhaber.eu