Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.
Vlaardingen’de yanında kaldığı koruyucu aile tarafından uzun süre ağır istismara uğrayan 10 yaşındaki kız çocuğuyla ilgili dava bu hafta Rotterdam Mahkemesi’nde görüldü. Üç gün süren duruşmalarda, çocuğun maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddet detaylarıyla anlatıldı.
Mahkeme salonunda gösterilen fotoğraflar ve okunan ifadeler, izleyenler arasında zaman zaman öfke ve derin üzüntü yarattı. Ancak en sarsıcı an, mağdur çocuğun yaşadıklarının ilk kez temsilcisi olan iki avukat aracılığıyla mahkeme salonunda duyulduğu andı.
Davanın ilk iki gününde savcılık ve mahkeme heyeti, dosyadaki görüntüler ve raporlar üzerinden çocuğun yaşadığı ağır kötü muameleyi özetledi. Davanın üçüncü gününde ise sanıklar Daisy W. ve Johnny van den B.'nin avukatlarının savunmasına ayrıldı.
Hakim bile konuşmakta zorlandı
Hakim, çocuğun koruyucu aileye verilmeden önceki ve sonraki fotoğrafları arasındaki keskin farkı vurgulayarak, kısa sürede ciddi bir fiziksel ve ruhsal çöküş yaşandığını belirtti. İlk fotoğraflarda sağlıklı ve gülümseyen bir çocuk varken, son görüntülerde “zayıflamış, içine kapanmış, ürkmüş” bir çocuk olduğu ifade edildi. Hakim, dosyayı okurken zaman zaman konuşmakta zorlandı.
Anne: “Küçük kızım güvenliği hak ediyordu, işkence gördü”
Çocuğun biyolojik annesi ifadesinde, “Küçük kızım sevgi, güven ve sıcaklık hak ediyordu; bunun yerine işkence, açlık ve soğuk gördü” dedi. Ailenin avukatları, tazminat taleplerini mahkemeye sundu.
Kız çocuğu adına yapılan açıklama
Duruşmaların dönüm noktası, mağdur çocuğu temsil eden iki avukatın söz almasıyla yaşandı. Avukatlar, çocuğun sağlık durumundaki ciddi bozulma nedeniyle rehabilitasyonun durduğunu, 24 saat gözetim altında tutulduğu bir merkezde yaşamaya devam ettiğini belirtti. Çocuğun, yaşadığı travma nedeniyle hiçbir zaman kendi adına ifade veremeyeceğini vurguladılar.
Avukatlar daha sonra, “Onun konuşabilecek durumda olması hâlinde ne söyleyeceğini” dikkate alarak hazırladıkları mağdur beyanını okudu. Bu an, mahkeme salonunda derin bir sessizlik yarattı.
Beyana göre çocuk, aylar boyunca aç bırakıldı, ev işlerine zorlandı, uzun süre dar bir alanda kilitli tutuldu ve bu süreçte kemik kırıkları oluştu. Bitlenme nedeniyle saçlarının kazındığı, 10 yaşında olmasına rağmen bez bağlatıldığı ve çoğu zaman yalnız bırakıldığı ifade edildi. Olay günü ölçülen BMI değerinin 11,1 olduğu, bunun “hayati düzeyde ağır beslenme bozukluğu” anlamına geldiği belirtildi.
Çocuk ayrıca saatlerce ayakta bekletildiği, bağlandığı ve çıplak ya da yalnızca bir bezle “ev içinde yapılan dar bir bölmeye” kilitlendiği anları “kendi ağzından” aktarıyordu. Bu alanda elektrik kabloları bulunduğu ve hareket ederse elektrik verileceğine inandırıldığı kaydedildi.
“Görünmez bir tecrit”
Mahkemede, çocuğun yalnızca fiziksel değil, duygusal olarak da ağır şekilde izole edildiği aktarıldı. Ailesi mangal yaparken küçük kızın aç halde odasına kilitlendiği, içeriden gelen kahkahaları dinlemek zorunda kaldığı belirtildi.
Duruşmada ayrıca, çocuğun 2023 yılında bir market çalışanına yaşadığı şiddeti anlattığı ancak okul, bakım kuruluşu ve polisin bu ifşayı ciddiye almayarak çocuğu tekrar aynı koruyucu aileye gönderdiği ifade edildi.
Sanıklar konuştu
Mahkeme başkanı, sözlerin ardından sanıklar Daisy W. ve Johnny van den B.'ye yanıt hakkı verdi. Johnny, duyduklarının kendisini “üzdüğünü” söyledi ancak kız çocuğu adına konuşulmasına itiraz etti. İfadelerin ardından her iki sanık yeniden nezarethaneye götürüldü.
Savcılık 11 yıl hapis istedi
Geçtiğimiz hafta savcılık, her iki sanık için 11 yıl hapis cezası ve TBS (zorunlu psikiyatrik tedavi amaçlı güvenlik altına alma) talep etti. Savcılar, koruyucu aile olan sanıklar dışında başka kimsenin yargılanmayacağını da daha önce açıklamıştı.
©Sonhaber.eu





