Belçika’da 2024 yılında Avrupa Parlamentosu, Federal Parlamento, Bölge Parlamentosu, Belediye, İlçe ve İL Meclisi seçimleri aynı yılda yapılacak.  Özellikle belediye, il ve ilçe seçimlerinde yabancı kökenli Belçikalı seçmenlerin oyları, bazı bölgelerde seçimin kaderini de değiştirecek.
 
Belçika, 2024 yılında önemli bir politik yoğunluk yaşayacak. Hem Avrupa Parlamentosu (AB) hem de federal ve bölgesel parlamentolar için seçimler 9 Haziran Pazar günü düzenlenecek. İl, belediye ve ilçe meclisi seçimleri ise 13 Ekim Pazar günü gerçekleşecek. Bu durum Belçika tarihinde bir ilk; zira bu kadar önemli seçim ilk kez aynı takvim yılı içinde yapılacak. Hem ulusal hem de yerel siyasetin şekilleneceği bu seçimler, ülkenin politik geleceği içinde hayati öneme sahip.
 
Belçika’da yapılan bir araştırmaya göre; göçmen kökenli vatandaşlar belediye seçimlerinde oy kullanma konusunda göçmen olmayan Belçikalılarla eşit düzeyde istekli.

Araştırma Türk, Faslı, Kongolu ve Afgan kökenli vatandaşlar arasında oy kullanacağını belirtenlerin oranı Belçikalılarla neredeyse aynı oranda.  Bu grupların yüzde 70’i oy kullanacağını belirtiyor.  Ancak, her zaman bir miktar kararsız seçmen bulunuyor. Her 10 kişiden biri ise oy kullanmayacağını belirtiyor. Bu durum, katılımın zorunlu olmadığı ilk belediye seçimlerinde önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor. 

Yurtiçi Yönetişim Ajansı'nın 'Çeşitlilik İçinde Birlikte Yaşamak' çalışmasına göre, 'yabancı kökenli' tanımı, yabancı uyruklu kişileri veya en az bir ebeveyn Belçika dışında doğan kişileri kapsıyor. Açıklanana veriye göre Flaman Bölgesi'ndeki yaklaşık 150 bin Fas ve 111 Türk kökenli seçmen bulunuyor. Brüksel Başkent Bölgesi'nde ise 164 bin Fas ve 37 bin Türk kökenli seçmen bulunuyor.

Polonya ve Romanya kökenli insanların oy kullanma konusunda daha düşük istekli oldukları dikkat çekiyor. Bu grupların sadece üçte biri sandığa gitmeyi planlıyor, bu durum genellikle anavatanlarına dönen işçi göçmenlerin etkisi olarak değerlendiriliyor.

Göçmen kökenli seçmenin siyasi tercihi değişti
ULB Üniversitesi’nden Dirk Jacobs’un yürüttüğü bilimsel araştırmalar, göçmen kökenli seçmenlerin siyasi tercihlerinde önemli bir değişikliği ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, bu seçmen grubu başlangıçta genellikle sol partilere yönelirken, zamanla sağ partilere doğru bir kayma eğitimi gösteriyor. Özellikle Türk kökenli seçmenlerin, aynı etnik kökenden gelen adayları tercih etme eğilimleri dikkat çekiyor. 

Bu bulgular, Belçika’da gelecek yıl yapılacak belediye seçimlerinde göçmen kökenli seçmenlerin oylarının büyük bir etkiye sahip olabileceğini gösteriyor. Araştırmalar, bu seçmen grubunun farklı oy kullanma eğilimlerinin, siyasi partilerin seçim stratejilerini şekillendireceğini gösteriyor.

Bu gelişmeler, Belçika’nın siyasi manzarasında göçmen kökenli seçmenlerin artan etkisini yansıtıyor ve partilerin bu değişikliklere nasıl yanıt vereceği, gelecek seçimlerin sonuçlarını büyük ölçüde etkileyebilir. Önümüzdeki belediye seçimleri, göçmen kökenli seçmenlerin siyasi tercihlerinin ve etnik kökenlerinin oy kullanma davranışları üzerindeki etkisinin altını çizecek bir döneme işaret ediyor. 
 
“Hollanda’da ve Belçika’da göçmen kökenli seçmenlerin sesi güçleniyor”
Hollanda’da göçmen kökenli seçmenlerin politik etkisi giderek artıyor. Azınlık haklarına odaklanan Denk partisi, son seçimlerde meclisteki üç koltuğunu korudu. Partinin seçmen kitlesi, büyük oranda Türk ve Fas kökenli bireylerden oluşuyor. Hollanda’nın önde gelen gazetelerinden Trouw, “Göçmen kökenli 1,5 milyon seçmen neye oy veriyor?” başlıklı bir makaleyle bu konuyu gündeme taşıdı. Makalede, göçmen kökenli seçmenlerin, diğer Hollandalı seçmenlere kıyasla, özellikle Gazze’deki savaş gibi uluslararası meselelere daha fazla önem verdiği belirtiliyor.

Geçtiğimiz hafta, Dyab Abou Jahjah, “Viva Palestina” adına taşıyan yeni bir politik hareketle Brüksel seçmenlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 2019’da, göçmen kökenli seçmenleri hedef olan Be.One partisi ile seçimlere katılan Jahjah, şimdi daha geniş bir kitleye hitap etmeye amaçlıyor. Jahjah, “İsrail’in suçlarına ve AB’nin bu suçlara ortaklık etmesine karşı bir ses yükseltmek istiyoruz” diyerek, bu hareketin sadece belirli bir etnik gruba değil, daha geniş bir kesime hitap ettiğini vurguluyor.
 
Bu yeni politik hareket, Belçika ve Hollanda’daki siyasi sahneye yeni bir soluk getirebilir ve göçmen kökenli seçmenlerin sesini daha güçlü bir şekilde duyurabilir. Özellikle katılımın zorunlu olmadığı ilk belediye seçimleri için bu durum büyük bir önem taşıyor. İçişleri Ajansı’nın ‘Çeşitlilik İçinde Birlikte Yaşamak’ çalışması, göçmen kökenli seçmenlerin politik olarak dikkate alınması gereken bir faktör olduğunu vurguluyor. Göçmen kökenli seçmenler için bir engel de bulunuyor. Belediye seçimlerinde oy kullanabilmek için önceden kayıt olmaları gerekiyor ve bu, özellikle AB dışından gelen yabancı vatandaşlar için geçerli. 
 
Viva Palestina gibi yeni politik hareket, göçmen hakları ve uluslararası meselelere odaklanarak, siyasi sahneye yeni bir bakış açısı getiriyor ve göçmen kökenli seçmenlerin sesini daha etkili bir şekilde duyurmaya hedefliyor. Bu gelişmeler, gelecek yıl yapılacak belediye seçimlerinde göçmen kökenli seçmenlerin oylarının önemli bir etkiye sahip olabileceğini gösteriyor. Göçmen kökenli seçmenlerin farklı oy kullanma eğilimleri, siyasi partilerin stratejilerini şekillendirme konusunda önemli bir rol oynayabilir

Haber: Halil Uygun 
©Sonhaber.eu

Fotoğraf: Paul Deetman - Pexels.com 

Haberlerimizi İnstagram hesabımızdan da takip edebilirsiniz.

WhatsAppta ücretsiz bültenimize abone olun, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın

Sitemizde yayımlanan haberlerin her türlü hakkı SONHABER.eu’ya aittir. Haberin linki kaynak olarak gösterilmeden alınan haberler için hukuki işlem başlatılacaktır.