Olmayan akıl; her on senede darbelerle, muhtıralarla sarsılan ruh sağlımı korumak istiyorum.
Bu durum benim söyleyeceklerimi söylememe, yazacaklarımı yazmama da engel değil.
Çıkan sonuç ortada yüzde 51.4 Evet, 48.6 Hayır!
Bıçak sırtı bir durum.
İyi ki böyle bir sonuç çıktı. Demokrasi kazandı, özgür düşünce kazandı, ak koyun kara koyun belli oldu.
İyi ki böyle bir sonuç çıktı. Elmanın yarısı evet yarısı Hayır dedi.
Kazanan insanlar, Kazanan Türkiye, kazanan Demokrasi oldu.
Büyük ülke olmanın şartlarından birisi de Güçlü iktidara kaşı güçlü muhalefettir!
Türkiye bu referandumla bu iki gücünü ortaya koymuş oldu, Şimdi Büyük ve Yeni Türkiye için güçlü adımlar atma zamanı.
Kısaca “Hayır” oyları bir nevi Yeni Türkiye’nin sigortası olacaktır.
Gelelim neden böyle bir sonuç çıktı.
Dün akşam çıkan Evet oyları AK Parti’nin 1 Kasım 2015’de tek başına aldığı oylara eşit. Ya MHP’nin desteği olmasaydı?

Kraldan çok kralcılar insanların fabrika ayarları ile, milli manevi duyguları ile oynanmaya kalkıştı, bunu yapanlarda muhalefet yada Hayırcılar değil bilakis, menfaat, çıkar, kariyer, hava, çevre vs için AK Parti içindeki sülük asalak takımıdır.
Bir bürokrat arkadaşım, kendini Cumhurbaşkanının baş danışmanı sanan o kadar çok insan var ki,dedi. Çevreme bakınca haklı dedim.
Bu konuşmadan sonra sosyal medya hesabımdan 22 Mart tarihinde paylaşımım da; beş türlü Evet’çi tipi var bu seçimlerin sonucu ‘ Gıcık’ olanlar belirleyecek, dedim.

Kimse kimseye suç bulmasın, nasıl sesimi duyurabilirim diye olmadık şeyler yapanların, söyleyenlerin, yazanların çektiği tepkiler en az bir iki puan Evet oylarını aşağı çektiğine inanıyorum.
Bu tiplerin AK Parti’ye faydadan çok zarar verdiğini her fırsatta söyledim.

Gelelim Hollanda’ya…
Beş değişik Evet’çi tipi var demiştim, diğer bir tip ise, “ Sen benim profilimi gördün mü” tipi…
Bunlar şahsi emelleri için ve egolarını tatmin etme peşinde koşarken, en yakınlarının, “ Ulan bunlar Evet diyorsa ben Hayır diyorum” diyen kesimi körüklediler.

Hollanda’da yüzde 70 Evet çıkması başarı gibi görülebilir ama değil. Demek ki 1 Kasım 2015’de AK Partiye oy verenler ancak evet demiş. Peki nerde MHP seçmeni, nerde sahaya inenlerin ikna ettiği, inandırdığı yeni bir kesim, hani 11 Mart gecesi “ Atların ezmesine, itlerin ısırmasına ” tepki verenler?

Hollanda’da yüzde 80’le sandıkların patlaması bekleniyordu. Evdeki hesap çarşıya uydu gibi görünse de uymadı!
AK Partinin yapması gereken vakit kaybetmeden barsak temizliği yapmasıdır.
Hayırcıların yapması gereken de, devlet tüm imkanları ile yüklendi vb argümanlarla ağlamak, sızlanmak yerine, “ Bu yolda galip sayılır mağlup” diyerek, Fransız usulü siyaset yapmalarıdır. Güzel, hayırlı, halkın yararına yapılan işleri görmezden geldikleri sürece; hem fikir olmadıklarına “ Köylü, cahil, koyun, sürü vb söylemleri kullandıkları sürece en fazla emellerine 16 Nisanda yaklaştıkları kadar yaklaşabilirler, fazlası hayal olur!

Çıkan sonuçlar bana rahmetli Enver Ören’in anlattığı bir Afrika meselini hatırlattı. Bir aslan ormanda avlanırken bir ceylanın peşine düşer, ha yakaladı ha yakalayacak. Aslanda yakalama hırsı, ceylanda yakalanmama gayreti.
Akşam aslan da ceylan da yorgun ve bitap düşer. Aslan sabaha kadar, “ Eğer iyi antreman yapmazsam yarında aç kalırım, daha çok koşmalıyım daha çok” diye düşünür. Ceylan da uyuyamaz sabaha kadar, “ Daha çok zıplamazsam, daha çok koşmazsam aslana yeme olacağım” diye düşünür.

Siz şimdi Evetçilerin mi, Hayırcıların mı aslan ya da ceylan olduğunu düşünürken, ben Hollanda -Türkiye arasından gerilen, yıpranan ilişkilerin onarımı başladığı yolunda aldığım haberin peşinde koşacağım. Kollar çoktan sıvanmış, iş dünyası adımı atmış bile. Hollanda senatosu (Eerste Kamer)eski başkanı iki ülke arasında yeni açılacak sayfanın mimarı olacağını duydum. Ardından işdünyası Türkiye’ye çıkartma yapacak. Her şey güzel olacak koksu var havada, bana şimdilik müsaade…

Yavuz Nufel