Aliev, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bunun dışında gençlik dairesinin yurdunda yaşayan çocuklarının Almanca eğitim aldıkları için kendileriyle iletişim kuramadıklarını vurguladı.

Köln'deki bir mülteci kampında özel güvenlik görevlisi olarak çalışan 40 yaşındaki Aliev, "Eski kız arkadaşımla 6 yıl resmi nikah olmadan yaşadık. Tamila (8) ve Armanda (10) adlarında iki kızımız dünyaya geldi. Daha sonra anlaşmazlık yüzünden ayrılmak zorunda kaldık ve çocuklarım anneleriyle birlikte yaşamaya başladı. Bir süre sonra kızlarımın velayetini almak için mahkemeye başvurdum ve kazandım. Başıma ne geldiyse bundan sonraki süreçte meydana geldi." dedi.

Mahkeme kararı ile kızlarını aldıktan sonra her şey daha iyi olacak diye düşünürken eski eşinin kendilerini şikayet ettiğini ifade eden Aliev, şöyle devam etti:

"Kızlarımın bakımına annem de yardım ediyordu. İzin döneminde ve Viyana'ya tatile gittik. Bu arada çocuk bir süre ana okuluna gitmedi. Devamsızlığın yanı sıra çeşitli iftiralarla gençlik dairesinden gelen yetkililer çocuklarımı elimden aldı. O zamanlar haklarımızı da tam olarak bilmiyorduk. Üç yıldır mahkemelerde uğraşıyorum ve çocuklarımın yüzünü yeni yeni göstermeye başladılar."

Aliev, ayda iki kez görmeye izin verilen kızlarının haç işareti yaptığını fark ettiğinde kendileriyle konuştuğunu ve kızlarının Hristiyanlığa inandıklarını öğrenince adeta dünyasının başına yıkıldığını bildirdi.

"ARTIK ONLARLA TÜRKÇE KONUŞAMIYORUZ"

Çocukların babaannesi Tamara Aliev ise torunlarının Türkçe bilmediğini kendisinin de yeteri kadar Almanca bilmemesi nedeniyle rahatça konuşamadığını dile getirdi.

Yetkililerden kendilerine yardım etmelerini isteyen Aliev, şunları kaydetti:

"Gençlik dairesine çocukların Müslüman olduğunu söyledik, eğitim verirken ana dilleri olan Türkçe ve Azerbaycan dillerinde eğitim verilmesini özellikle talep ettik. Ancak onlar çocuklara sadece Almanca eğitim vermişler ve yabancı dil olarak ise İngilizce öğretmişler. Torunlarımla artık kendi dillerinde konuşamıyorum. Hristiyan olarak vaftiz edildiklerini öğrendik ve bu bizi derinden üzüyor. Lütfen birileri bize yardım etsin. Bizim elimizden birşey gelmiyor."

AA