Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 77. yıldönümünde Tüm Türkiye’de ve yurtdışında düzenlenen proğramlarla anıldı.

Yurtdışında dış temsilciliklerin yanı sıra çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları da düzenledikleri programlarla anarken en anlamlı kutlamalardan birsini de Hollanda’nın Lahey şehrinde 22 yıldır faaaliyetlerini sürdüren Avrasya Vakfı’nda gerçekleşti.



Bir dakikalık saygı duruşunun ardından başlayan anma töreninde
Avrasya Kadınlar Vakfı’nın 22 yıllık Başkanı Fatma Aktaş, anma törenine katılan onlarca kadına hitaben yaptığı konuşmada kuruldukları günden itibaren amaçlarının bölgelerinde yaşayan kadınların sorunlarına yardımcı olmak çeşitli kurs etkinlik, gezilerle birlikte Atatürk’ün gösterdiği müreffeh medeniyetler seviyesine çıkacaklarını söyledi.

Atatürk’ün Türk kadınlarına verdiği öneme değinen Aktaş’ın ardından anma törenine Gülümser Kalender Tezcan'ın okuduğu şiir damgasını vurdu. 42 yıldır Hollanda’da bulunan ve T.C Lahey Büyükelçiliğinden emekli Gülümser Kalender Tezcan, aynı zamanda bir ressan olmanın yanı sıra şiirlede uğraşıyor. İlerleyen yaşına rağmen gençlere taş çıkatan bir heycan ve performans ile kendi yazdığı AĞIT adlı şiiri okuyan Gülümser hanım hem ağladı hem ağlattı.



İşte o şiirden bir bölüm:

AĞIT

Kağnılar geçiyordu, içimdeki dağ yollarından.
Yıllarca durmadan, dinlenmeden,
Cephane taşıdılar Mehmetçiğe.
Dağlar!
Dik başlı, karlı dağlar, nöbet tuttular.
Sonra, kara bulutlar sardı dağları.
Kardeş eşkiya oldu, baş kaldırdı.
Taptaze Mehmetçik kanından,
Gelincikler açtı, karlarda.
Ar geldi dağlara.
Dağlar!
Gizemli dağlar,
Şimdi sarsılıp, kıvranarak
Göçüyorlar bilinmeyen derinliklere.

Toprak oluyor,
Bu toprakta bütünleştiğim insanlar,
Gönlüm bulanıyor.

‘Tanrının gazabına uğruyoruz’ diyor geride kalanlar.
‘-Gözü dönmüş soyguncuların avucunda,
Aç, çıplak insanlar.’
‘-Gece basıyor soğuk çadırlara.’
Donuyorum!
Duyduklarım,
Kurşun gibi giriyor dokularıma.

Her ayrılışt, bir daha görmeyecek gibi
Sarıldığım yakınlarım, sınıf arkadaşlarım,
Gerçekten son mu,
Bu kez acıyla kucaklaşmamız?
Yalnızlık, kaybolmuşluk,
Şimdiden saplanıyor yüreğime.
Gidiyorum, çaresiz!
Son kez bütün gücümle bakıyorum,
Her ayrıntıyı içimde tutmak için.
Anıılarımdaki ormanlı dağlar, ceylanlı yollar yerine
Yıkık evler, ağlayan insanlar doluyor gözlerime.
Neden Tanrım?
Neden bütün acılar benim memleketime?
Çaresizlik,
Ankara’nın dumanı gibi iniyor üzerime.
Sonrası boşluk.
Uçurumun kenarındaki tek gelincik gibi
Bayrağım açılıyor, sıla gecelerime.

Gülümser Kalender Tezcan
Kara gün / Ekim / 1999 Ankara