Akkuyu NGS'nin tam kapasite (4 reaktör, toplam 4.800 MW) faaliyete geçtiğinde, Türkiye'nin toplam elektrik ihtiyacının yaklaşık %10'unu tek başına karşılaması beklenmektedir. Bu durum, nükleer enerjiyi, kesintisiz (baz yük) enerji üretimi kapasitesiyle doğal gaz ithalatına karşı önemli bir alternatif haline getirmektedir. En son haber kaynakları, santralin inşaat sürecindeki ilerlemeyi ve ilk reaktörün devreye alınma takvimini yakından takip etmektedir.

Arz Güvenliği ve Ekonomik Boyut

Türkiye'nin enerji faturası, cari açığın en büyük kalemi olmaya devam etmektedir. Özellikle elektrik üretiminin önemli bir kısmının ithal doğal gazla yapıldığı çevrim santrallerine dayanması, uluslararası enerji fiyatlarındaki (petrol, gaz) dalgalanmalara karşı ekonomiyi kırılgan hale getirmektedir. Nükleer enerji, yakıt maliyetinin toplam maliyet içindeki payının düşük olması ve uranyumun uzun süre stoklanabilmesi nedeniyle, daha öngörülebilir ve istikrarlı bir enerji kaynağı olarak görülmektedir. Haberler, Akkuyu'nun devreye girmesiyle yıllık milyarlarca dolarlık doğal gaz ithalatının önüne geçileceğini hesaplamaktadır.

Mersin'de Kentsel Dönüşüm Rüzgarı: O Mahalleler Baştan Yaratılıyor!
Mersin'de Kentsel Dönüşüm Rüzgarı: O Mahalleler Baştan Yaratılıyor!
İçeriği Görüntüle

Santralin "Yap-Sahip Ol-İşlet" (Build-Own-Operate) modeliyle inşa edilmesi, finansman yükünün tamamen yatırımcı (Rosatom) tarafından karşılanmasını sağlamıştır. Ancak, Türkiye'nin belirli bir süre (15 yıl) belirli bir fiyattan (alım garantisi) elektrik almayı taahhüt etmesi, bu modelin ekonomik fizibilitesi üzerine tartışmalara yol açmaktadır. Nükleer santralin maliyeti ve alım garantilerine ilişkin Haber analizleri, bu dev yatırımın uzun vadeli ekonomik etkilerini sorgulamaktadır.

Güvenlik ve Çevresel Çekinceler

Nükleer enerji, kamuoyunda en çok "güvenlik" ve "çevresel etki" başlıklarıyla tartışılmaktadır. Çernobil ve Fukuşima gibi felaketlerin hafızalardaki yeri, nükleer santrallere karşı (özellikle deprem kuşağında yer alan Türkiye'de) ciddi bir muhalefetin oluşmasına neden olmaktadır. Çevre örgütleri ve bazı bilim insanları, Akkuyu'nun bulunduğu bölgenin sismik risklerine ve nükleer atıkların nasıl yönetileceğine dair endişelerini dile getirmektedir. Son dakika deprem haberleri, bu endişelerin canlı kalmasına neden olmaktadır.

Yetkililer ise Akkuyu'da kullanılan VVER-1200 tipi "Üçüncü Nesil Artı" (3+) reaktörlerin, en üst düzey güvenlik standartlarına (aktif ve pasif güvenlik sistemleri) sahip olduğunu belirtmektedir. Bu sistemlerin, uçak çarpması veya büyük bir deprem gibi en ekstrem senaryolara bile dayanıklı olarak tasarlandığı vurgulanmaktadır. Nükleer atıkların yönetimi (uzun ömürlü atıkların depolanması) konusu ise Türkiye'nin nükleer programının önündeki en ciddi teknolojik ve siyasi zorluklardan biri olmaya devam etmektedir. Bu konudaki Son Dakika gelişmeleri, Nükleer Düzenleme Kurumu'nun (NDK) denetim raporları etrafında şekillenmektedir.

Flaş haberler, son dakika olarak, Sinop ve Trakya'da da yeni nükleer santral projeleri için uluslararası görüşmelerin (Güney Kore, Çin, Rusya ile) devam ettiğini bildirmektedir. Haberler son dakika gelişmeleri olarak, nükleer enerjinin "karbonsuz" (sıfır emisyon) bir elektrik kaynağı olmasının, Türkiye'nin 2053 Net Sıfır hedefi için de kritik bir rol oynadığını eklemektedir.