“New England Journal of Medicine” dergisinde yayımlanan araştırmada, daha önce kalp rahatsızlığı ve felç yaşamamış kişilerde her gün düşük dozda aspirin kullanımının, söz konusu rahatsızlıklara ilerleyen yıllarda yakalanma riskini azaltmada önemli rol oynamadığı iddia edildi.

AA'nın haberine göre; araştırmacılar, daha önce kalp hastalığı yaşamamış 12 bin 546 kişiye 5 yıl boyunca her gün düşük dozda aspirin verildiğini, ancak beklenenden fazla kişide kalp rahatsızlığı tespit edildiğini öne sürdü.

Kalp hastalığı hiç görülmemiş ancak kalp hastalıklarına yakalanma riski yüksek 15 bin 480 diyabetli hastaya 7,5 yıl boyunca her gün aspirin verilen araştırmada, çok az kişi de kalp hastalıklarına rastlandığı ancak hastalarda kanama vakalarının yüksek oranda olduğu iddia edildi.

Araştırmada aspirin kullanan hastalarda burun kanaması, hazımsızlık, reflü veya karın ağrısı gözlemlendi.

Araştırmada aspirinin, kansere de ümit edildiği gibi bir fayda sağlamadığı belirtildi.

Günümüzde her gün düşük dozda aspirin almanın kalp krizini riskini azalttığı yönünde yaygın bir inanış buluyor.


İngiliz basınının manşetlerine taşıdığı 'her gün bir aspirin kullananlarda ölüm riskinin arttığı' haberleri, yürekleri ağızlara getirdi.

Yayımlanan çalışmaya göre; İngiltere'deki yaşlıların yüzde 40'ı kalp krizi ve felç riskini azaltmak için her gün bir aspirin kullanıyor. Her gün bir aspirin alan kişilerin ölümcül kanamalarla karşılaşma ihtimali ise yükseliyor.

47 ARAŞTIRMANIN SONUÇLARINA GÖRE...

Ancak kan sulandırıcı bu ilacı kullananların sayısı azımsanmayacak kadar çok... Özellikle kalp ve damar hastalarının kullanması gereken kan sulandırıcılarla ilgili olarak her geçen gün yeni çalışmalar yayımlanıyor. Örneğin; 47 araştırmanın sonuçlarını analiz eden bir çalışmaya göre; düşük dozda aspirin alınması hem hastalık riskini azaltıyor hem de kansere bağlı ölüm riskini yüzde 20 oranında düşürüyor. Yapılan başka araştırmalara göre tedaviye aspirin eklenmesinin hamilelik şansını yüzde 35 oranında artırdığı kaydediliyor.

Peki, her gün aspirin kullananlarda ölüm riskinin arttığı iddiaları doğru mu? Hangi durumlarda kullanırsak zararsızdır? Türk uzmanlara sorduk. İşte yanıtlar...

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Turfan:

"O KİŞİLER İÇİN ASPİRİN OLMAZSA OLMAZ"

Aspirin, kalp krizi geçirmiş hastaların olmazsa olmazı. Aspirin kullanımını özellikle kalp krizi geçiren hastalarda öneriyoruz. Hastanın tekrar kalp krizi geçirme riskini azaltıyor. Çünkü aspirin, kandaki pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerin birbirine yapışmasını engellediğinden kandaki pıhtılaşmayı da azaltıyor. Eğer, hastanın risk faktörü yoksa tabi ki her ilaç gibi aspirinin de zararı vardır. Ama kalp krizi geçirdiyse ve stent takıldıysa aspirin kullanması gerekmektedir.

Öte yandan kalp krizi geçirmemiş hastalarda ise koruyucu etkisi bulunduğuna yönelik de araştırmalar var.

Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Figen Yavlal:

"EĞER HİÇBİR ŞİKAYETİNİZ YOKSA..."

Aspirin, beyin ve damar tıkanıklıklarında ilk tercih ettiğimiz ilaçlardan. Hem koruyucu tedavide hem olay esnasında kullandığımız bir ilaç. Damarlardaki pıhtıyı eritmeye ve damarı açmaya yardımcı görevi görüyor. Ama kişinin hiçbir şikayeti olmadan kullanması sakıncalıdır. Sık kullanımı mide kanamasına neden olabilirken yüksek dozları beyin kanamasına neden olabilir.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Asım Hocaoğlu:

"MİDE KANAMASINA NEDEN OLABİLİR"

Aspirini genellikle eklem romatizmalarında ateş düşürücü görevinde kullanıyoruz. Ama şikayeti olmayanlara mide ülseri ve mide kanamalarına neden olabileceğinden önermiyoruz. Unutmamak gerekiyor ki aspirin de bir ilaçtır. Koruyucu görevde kullanılmamalıdır.

Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Cengiz Sağıroğlu:

"ASPİRİN, BAZI KADINLARDA GEBELİK ŞANSINI ARTIRIYOR"

Düşük doz aspirin kullanımı bazı kadınlarda gebelik şansını yükseltiyor. Daha önce düşük veya doğum öncesi gebelik kaybı hikayesi olan kadınlarda yüksek miktarlarda enflamasyon (yangı) proteinlerinin olduğu tespit edildi. Araştırmacılar aspirinin bu proteinleri hedef alarak etki gösterdiğini saptadı. Ayrıca enflamatuvar (yangısal) hastalıkların kısırlığa veya gebelik komplikasyonlarına neden olduğu da ortaya kondu.

Aspirinin antienflamatuvar (yangı önleyici) mekanizması eskiden beri bilinmektedir. Düşük doz aspirinin gebe kalma şansını ve canlı doğum oranlarını artırıcı etkisi olduğu klinik araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. Fakat düşük doz aspirin kullanımının gebelik planlayan veya devam eden gebeliği olan her hastaya tavsiye edilmesi için henüz yeterli klinik çalışma yoktur. Öte yandan yüksek doz aspirin kullanımının düşüğe ve daha pek çok gebelik komplikasyonlarına da neden olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.