Böylece aktif vatandaşlar olarak ortaya koyacakları her türlü çalışmayla gelecekte oradaki Türk toplumuna önemli katkı sağlayacaklardır.” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“5 Ekim 1967 tarihinde imzalanan işgücü anlaşmasının ardından ana vatandan Avustralya’ya giden insanlarımız, yarım asrı aşkın bir süredir Türkiye ve Avustralya arasındaki dostluk köprüsünün temelini oluşturmaktadır. 103 yıl önce Gelibolu’da başlayan dostluk bağı, bugün 51. senesini geride bırakan işçi göçüyle daha üst boyuta taşınmış ve iki ülke arasındaki kuvvetli bağların oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu noktada en büyük katkı kuşkusuz Avustralya’da yaşayan Türk diasporasına aittir.

Bugün sayıları 120 bini aşan Türk toplumu, diğer ülkelerde olduğu gibi Avustralya toplumunun da vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Avustralya’ya eğitimden kültür-sanata, ekonomiden siyasete birçok alanda değer katan ve başarılı uyum örneği sergileyen vatandaşlarımız, ana vatanla olan bağlarını da hâlen korumaktadır.

Ülke genelinde Türklerin kurduğu 130’dan fazla STK, 30’u aşkın cami, çok sayıda hafta sonu okulu ve kolejler bulunmaktadır. Türkçe dersi Avustralya okullarında seçmeli ders olarak sunulmakta ve aynı zamanda ana dil eğitimi hafta sonu kursları ile desteklenmektedir. Gerek Türk diasporasının sivil toplum alanındaki aktif katılımı gerekse Avustralya yönetiminin ana dil eğitimi konusunda Türk toplumuna sunduğu fırsatlar, göçmen toplumlarda karşılıklı saygının ve etkileşimin istikrarı için güzel bir örnek teşkil etmektedir. Bugün Avustralya’da üçüncü kuşağa ulaşmış bulunmaktayız. Yeni nesillerin ana vatan ile bağının güçlenerek devam etmesi için aile, sivil toplum ve eğitim kurumlarında Türkçe’ye yatırım yapılması mühimdir. 150’ye yakın öğretmenimiz Avustralya’da Türkçe eğitimi vermektedir. Dolayısıyla bu derslere katılımın artırılması noktasında, ailelere ve sivil toplum kuruluşlarımıza büyük sorumluluk düşmektedir. Bunların yanı sıra, Avustralya’daki Türk toplumunun federal düzeyde siyasal katılımı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi maalesef hâlâ çok düşüktür. Avustralya’daki Türk toplumu gerek temel hakların kullanımı gerekse Türkiye-Avustralya ilişkilerinin güçlendirilmesi için kamusal ve siyasi hayata katılımını artırmalıdır. Böylece aktif vatandaşlar olarak ortaya koyacakları her türlü çalışmayla gelecekte oradaki Türk toplumuna önemli katkı sağlayacaklardır.

Türkiye ile Avustralya işgücü anlaşmasının 51. yılında oradaki soydaşlarımızı saygıyla selamlıyor, zorlu göç tarihinde emeği olan insanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.”