TBMM (AA) - COŞKUN ERGÜL - AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, hain Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) uzantılarını koruma ve kollama çabası içerisinde olanların bulunduğunu belirterek, "Birileri, dindar duygusallığıyla bu örgüt mensuplarını karartma çabasından vazgeçmeli. Örgüt mensuplarını koruma çabası içerisinde olanlar bu ihanete ortaktır." dedi.

Külünk, AA muhabirinin, "15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasına ilişkin" sorularını yanıtladı.

"Türkiye, 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün darbe girişimine maruz kaldı. Tehlike geçti mi son durum nedir?" sorusuna Külünk, "Hayır, tehlike geçmedi. Sadece birinci dalga geçti." karşılığını verdi.

Külünk, Türkiye'nin 15 Temmuz gecesi yaşadığının darbe kalkışması değil, darbe ötesi devleti teslim alma kalkışması olduğunu belirterek, "Bu bir işgal girişimi, bu işgal girişimi üzerinden Türkiye'nin bütün değerlerini, bağımsızlık, vatan, demokrasi, devlet, bayrak mefhumlarını teslim alma girişimiydi. Birinci dalgadan sonra ordu, emniyet güçleri, yargı ve diğer tüm kurumlardaki sağduyu harekete geçti." diye konuştu.

Milletin, 15 Temmuz akşamından beri sokaklarda, "Bağımsızlığımı, devletimi, vatanımı korumaya ve kollamaya devam edeceğim." dediğini ifade eden Külünk, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu silahlı terör örgütü kim? Bu terör örgütünü ve arkasındaki aklı iyi okumazsak, rehavet riskimiz var. Bu örgüt gizemli ve yerli değil, örgütlenme biçimi ve mantığı da casusluk modeli. Bu terör örgütünün uyuyan hücreleri sol terör örgütlerinin içerisinde var, PKK'nın içerisinde var. Bu silahlı terör örgütünün arkasındaki aklın DAEŞ ile ittifakı var. Bu örgüt 1965 yılından bu yana Türkiye'de casusluk modeliyle hem toplumda hem de devlet kademelerinde örgütleniyor.

Bu örgütün insan modeli takiyye temellidir, yani gizlenme temellidir. Hücre yapılanmaları birbirinden kopuk gibi gözüken, ama iç içe bir modeldir. Devlet sistematiğinin dışında bir örgütlenmedir. Bu örgüt 50 yıldır devlette yapılanıyor. TSK içerisindeki yapılanması 1973 yılına kadar gider. 15 Temmuz gecesi bu işgal girişiminde TSK'da önde duranların başlangıçları, 1973-1976 yıllarına tekabül eder. Örgüt, 50 yıl boyunca devletin bütün kademelerine sızmış ve sızarken de hep 'iyi çocuklar' psikolojisini kullanmış. Bunun yanı sıra dindarlık, aile bağları, komşuluk, okul ve mahalle arkadaşlığı, hemşehrilik gibi ait olduğumuz duygularımızı da kullanmış."

- "17-25 Aralık kalkışması, 15 Temmuz kalkışmasına eşdeğer"

AK Parti'li Külünk, bu örgütün stratejik hedefinin devleti teslim almak olduğunu söyledi.

Örgütün bu silahlı kalkışmalarının, son hamleleri de ilk hamleleri de olmadığını vurgulayan Külünk, "Bunu Taksim sokak kalkışmasından bağımsız düşünemeyiz. 17-25 Aralık'ta, yargı ve emniyet içindeki terör örgütü üyelerinin kalkışmaları, 15 Temmuz kalkışmasına eşdeğerdir. 50 yıldır örgütlenen bu yapı, 15 Temmuz'dan sonra hemen çöker mi? Birinci dalgada en ön safta açıktan gözükenler var ama açıkta gözükmeyenler de var." dedi.

"Bugün en önemli sıkıntı, kurumlardaki bu silahlı terör örgütü mensuplarının karartılma riski var." diyen Külünk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(15 Temmuz başarısız oldu) diye, bu örgüte karşı dikkatlerimizi kaçırırsak, bu örgütün PKK üzerinden yapabileceklerini hesap etmezsek, bunların arkasındaki aklın bu örgütü tekrar Türkiye'de hareketlendirebilmek için DAEŞ örgütü tarafından yapabileceklerini gözden kaçırırsak yanlış yaparız. Bombalama eylemleri ile toplumun güvenini harap edecek birtakım eylemler yapabileceğini gözden kaçırmamalıyız. Bu örgütün bu niyetleri var. Çünkü, vazgeçmeyecekler."

Hain FETÖ terör örgütünün uzantılarını hala koruma ve kollama çabası içerisinde olanlar bulunduğuna dikkati çeken Külünk, "Kim bunlar? Adının kim olduğunun önemi yok, ister siyasetçi olsun, ister kamu görevlisi. Listeler hazırlanıyor, bakıyorsunuz listeler hep alt düzeyde, memur, odacı, çaycı. Nerede bunların tepe yönetimleri? İmam, abi kadroları nerede? Bunları kim koruyor? Birileri hala dindar duygusallığıyla bu örgüt mensuplarını karartma çabasından vazgeçmeliler." diye konuştu.

"Eğer hala daha sokağın bu ayağa kalkışını anlamayıp, 'bunları topyekün temizleyin' nidalarını duymayıp, bu örgüt mensuplarını koruma ve kollama çabası içerisinde olanlar, bu ihanete ortaktırlar." ifadesini kullanan Külünk, terör örgütü ile mücadelenin kesintisiz sürdürülmek zorunda olduğunu vurguladı.

- "Alevi-Sünni çatışmasına yönelik operasyon yapabilirler"

Külünk, örgütün; Alevi-Sünni ile laik-antilaik çatışmasına ve Türk-Kürt kardeşliğine yönelik psikolojik operasyonlar yapabileceğini anlatarak şunları kaydetti:

"Hiç ummadık bir anda, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik saldırı olduğunu görebilirsiniz. Vatandaşlarımızın sinir uçlarına dokunmak ve tekrar sokağı hareketlendirmek isteyecekler. İtibar suikastlarına devam edecekler.

Bütün bunlar bu örgütün planları iken, halen birtakım adreslerde, yerlerde; 'bu 30 yıllık arkadaşım, bu akrabam, bu hemşehrim, bu köylüm, bununla aynı okuldan mezun olduk' diyerek, bunların arkasına sığınarak, bu silahlı terör örgütünün mensuplarını koruyup kollayamazlar, buna izin vermeyeceğiz. Açık söylüyorum, sokak da biz de izin vermeyeceğiz."

- "Cemevlerini gerekirse biz koruyacağız"

Alevi vatandaşların ziyaret edilmesi çağrısında bulunan Külünk, "Cemevlerine gidelim, çay içelim, cuma akşamları semahlarına katılalım, onları evlerimize davet edelim. Biz onlarla kardeşiz, aynı dili konuşuyoruz. Kürt kardeşlerimize de gidelim. Cemevlerini gerekirse biz koruyalım." diye konuştu.

Metin Külünk, "Duyarlılığı yüksek Atatürkçü vatandaşlarımıza sesleniyorum. Birileri sizin sinir uçlarınıza dokunmaya çalışırsa asla izin vermeyeceğinizi biliyorum. Çünkü, bu vatan hepimizin." dedi.