Hollanda ve Belçika’da farklı markalarda waffle’lar geri çağrıldı
Hollanda ve Belçika’da farklı markalarda waffle’lar geri çağrıldı
İçeriği Görüntüle

Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.

Hollanda’da 29 Ekim’de yapılacak genel seçimlerde farklı partilerden 29 Türk kökenli aday yarışacak. Adaylar, bu seçimlerin özellikle Müslüman seçmenler için büyük önem taşıdığını vurguluyor. Ülkedeki siyasi atmosferin giderek sertleştiğini belirten adaylar, bu nedenle Müslüman seçmenlere haklarını savunmalarını ve oy kullanmaları çağrısında bulunuyor.

Sonhaber.eu’ya açıklama yapan DENK Partisi’nin ikinci sıra adayı Doğukan Ergin, neden bu çağrıyı yaptıklarını ve bu seçimin Müslüman seçmen için neden önemli olduğunu anlattı.

Ergin, son yıllarda Müslümanlara yönelik siyasi söylemlerin giderek sertleştiğine dikkat çekerek, “Eğer şimdi sandığa gitmezsek, 29 Ekim’den sonra dövülecek diz kalmayacak. İleride vatandaşlık hakları gasp edildiğinde veya elimizden alındığında karşı bir adım atamayacağız. Genelde seçmen, ‘Hollanda bir demokrasi ülkesi, bize bir şey yapamazlar’ diye düşünüyor. Ancak son iki yıl gösterdi ki, on yıl önce imkânsız dediğimiz her şey bugün mümkün hale gelebiliyor.” dedi.

Müslüman seçmenler sandığa küstü mü?

Ergin

Müslümanlar arasında sandığa katılım oranının istenen düzeyde olmadığı biliniyor. Seçme hakkını tam olarak kullanmayan, kararsız kalan veya oyuyla siyasetin yönünü değiştiremeyeceğine inanan seçmenlere seslenen Ergin, “Bizim insanımızın büyük bir kısmı sandığa gidiyor ancak siyasete güvenini yitirmiş bir kesim de var. Eğer o kesim de sandığa giderse, haklarımızı kısıtlamak isteyen birçok yasanın meclisten geçmesi engellenebilir.” ifadelerini kullandı.

“Sadece 10 dakikalarını ayırmalarını istiyorum”
Ergin, son olarak 29 Ekim’de seçmenlerin 10 dakikasını ayırarak sandık başına gitmesinin hem kendi gelecekleri hem de ülke için büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Mutlaka ama mutlaka oyunuzu kullanın ve sadece kendi oyunuzu değil, çevrenizdeki insanları da oy kullanmaya yönlendirin.” dedi.

Hollanda’da hükümet krizi ve erken seçim süreci
Hollanda’da Temmuz 2024’te göreve başlayan dört partili koalisyon hükümeti, aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV)’nin göçmen politikalarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle hükümetten çekilmesinin ardından, görev süresini bir yıl bile doldurmadan 3 Haziran’da düşmüştü.

Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) ise ağustos ayında, İsrail’e karşı daha sert önlemler alınmadığı gerekçesiyle koalisyondan ayrıldı. Böylece hükümette yalnızca Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) ile Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi (BBB) kaldı.

Son yıllarda Hollanda siyasetinde benzer krizler sık yaşanıyor. Ülkede kurulan son dört hükümetin tamamı, göçmen politikalarındaki görüş ayrılıkları nedeniyle görev süresini tamamlayamadan erken genel seçime gitmek zorunda kaldı.

Anketler aşırı sağın yükselişine işaret ediyor
Kamuoyu yoklamaları, hiçbir partinin tek başına iktidar kurmak için gerekli olan 75 sandalye sayısına ulaşamayacağını ortaya koyuyor. Anketlere göre, aşırı sağ partiler seçim yarışında önde gidiyor.

Maurice de Hond tarafından yapılan son ankete göre, VVD bir hafta içinde dört sandalye birden kazandı. Her ne kadar PVV hâlâ en büyük parti konumunda olsa da, birçok uzman bu partinin yeni kurulacak koalisyonda yer almayacağı görüşünü paylaşıyor. Özellikle VVD lideri Dilan Yeşilgöz’ün PVV’ye kapıyı kapatması, bu değerlendirmeleri güçlendiriyor.

Seçim sonuçlarının ardından oluşabilecek koalisyon senaryolarının nasıl şekilleneceği ise şimdiden merak konusu.
©Sonhaber.eu