Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.
Hollanda Sağlık ve Toplum Konseyi (RVS) tarafından yayımlanan bir rapor, başta gençler olmak üzere halkın yarıya yakınının ruhsal sorunlar yaşadığını ortaya koydu. Raporda sert bir uyarı yapılarak Hollanda toplumu “aşırı kaygılı bir toplum” olarak tanımlandı. Bunun nedeninin, aşırı performans baskısı ve bireyselliğin artışı olduğu belirtildi. Bu durumun hem gençlerin hem de yetişkinlerin ruhsal sağlığını tehdit ettiğine vurgu yapıldı.
Gençler baskı altında, çalışanlar tükeniyor
Konsey, “aşırı kaygılı toplum”un hayatın her alanına sızdığını vurguluyor: iş, okul ve boş zaman. RVS’nin verilerine göre giderek daha fazla genç, yüksek beklentiler ve başarı baskısıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Çalışan kesimde ise birçok kişi tükenmişlik sendromu (burn-out) şikâyetleri nedeniyle iş hayatından uzaklaşıyor.
RVS: “Her yerde daha iyi ve daha hızlı olma beklentisi var. Aynı zamanda, bireyler kendi mutluluklarından yalnızca kendilerinin sorumlu olduğu düşüncesiyle karşı karşıya bırakılıyor.”
Araştırmalara göre yetişkinlerin neredeyse yarısı hayatlarının bir döneminde psikolojik bir rahatsızlık yaşamış durumda. RVS raporunda şu ifadeler kullanılıyor: “Sonuçlar, ruh sağlığı hizmetlerindeki aşırı uzun bekleme listelerinde açıkça, pek çok insanın sessizce çektiği acılarda ise görünmez biçimde kendini gösteriyor.”
18 milyar euroluk toplumsal maliyet
Vatandaşların yaşadığı ruhsal sorunların topluma yüklediği maliyet de çok büyük. Yıllık ekonomik kaybın en az 18 milyar euro olduğu belirtiliyor. Üstelik bu rakama okul devamsızlıkları ve sosyal yardım ödemeleri dahil değil.
Bitmeyen bir kısır döngü
RVS’ye göre insanlar yardım aradığında, bu destek çoğunlukla örneğin çeşitli kurslar veya eğitimlerle, bireyin dayanıklılığını artırmaya odaklanıyor. Ancak toplum sürekli daha yüksek beklentiler dayattıkça, bu yaklaşım yalnızca “musluktan su akarken yere akan suyu silmeye” benziyor.
RVS Başkanı Jet Bussemaker durumu şöyle özetliyor: “Mindfulness kursları veya kişisel gelişim kitaplarıyla sorunu yine bireye yüklemiş oluyoruz. Oysa bunu bireysel değil, toplumsal bir sorun olarak ele almamız gerekiyor.”
“Başarı” ve “üretkenlik” anlayışı sorgulanmalı
Konsey, sorunun çözümü için kültürel bir dönüşüm çağrısı yapıyor. Buna göre okullar, işverenler ve toplum genelinde daha fazla “boş zaman” yaratılmalı. Bu sayede yaratıcılık, içsel düşünme ve gerçek sosyal bağlar için alan açılabilir. RVS Başkanı şöyle diyor: “Bu, yalnızca bireysel çözümlere odaklanmak değil, toplumun genelinde huzuru yeniden tesis etmek anlamına geliyor.”
RVS ayrıca, toplumdaki mevcut başarı ve üretkenlik anlayışlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Konsey, ancak bu şekilde zihinsel sağlık üzerindeki baskının azaltılabileceğini belirtiyor.
©Sonhaber.eu