Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.
Hollanda’da aile içi şiddet ile ilgili bildirimler giderek artıyor. Aile içi şiddet ve çocuk istismarına ilişkin ülke çapındaki danışma ve ihbar merkezi Veilig Thuis’a göre, 2021’de 119 bin 375 kayıt varken geçen yıl sayı 129 bin 250’ye yükseldi. Bu vakaların en fazla görüldüğü bölgenin ise Rotterdam ve çevresi olduğu bildirildi.
Kurum tarafından açıklanan verilere göre, 2025’in ilk yarısında yalnızca Rotterdam’dan 4 bin 600 ihbar alındı. Aynı dönem içinde Amsterdam’da 4 bin 265, Den Haag’da 2 bin 230 ve Utrecht’te 2 bin 115 bildirim yapıldığı belirtildi.
“Buzdağının görünen yüzü”
Kurum yetkilileri, kadınların dövülmesi, kaynar su dökülmesi veya zorla cinsel ilişkiye zorlanması gibi ağır vakalarla karşılaşıldığını belirtiyor. Açıklamada, mevcut sayıların aslında buzdağının yalnızca görünen yüzü olduğu ve gerçek rakamların daha yüksek olmasının muhtemel olduğu ifade ediliyor.
Partner şiddetiyle mücadelede uzman olan Savcı Berte van Heemst, araştırmalara göre olayların yalnızca yüzde 17’sinin bildirildiğini aktardı. Van Heemst, mağdurların genellikle failden korktukları, utanç duydukları, çocukların alınacağı endişesi taşıdıkları veya geçmişte kötü deneyimler yaşadıkları için başvuru yapmaktan çekindiklerini söyledi.
Arka planda yoksulluk ve borç baskısı
Rotterdam’da şiddet gören kadınlara ve zaman zaman erkeklere destek veren merkez Filomena, artan talep nedeniyle yakın zamanda Groningen ve Tilburg’da ikinci ve üçüncü merkezlerini açtı. Önümüzdeki yıl Amsterdam’da dördüncü merkez faaliyete geçecek.
Filomena’nın Rotterdam’da kurulmasının nedeni, şehrin yıllardır aile içi şiddet vakalarında listenin başında yer alması. Merkezin direktörü Tanya Hoogwerf, bunun kesin nedeninin bilinmediğini ancak bölgede çalışan profesyonellerin güçlü işbirliği sayesinde daha fazla vakanın tespit edilebildiğini söyledi. Hoogwerf, “Humeyra’nın öldürülmesinin ardından vakaların önlenmesi için daha fazla kaynak oluşturuldu.” ifadelerini kullandı.
Direktör, artışın bir diğer önemli gerekçesinin bölgedeki yüksek yoksulluk oranı olabileceğine dikkat çekti. “Yoksulluk ve borç, ağır stres yaratır. Stres de aile içi şiddete dönüşebilir.” dedi.
Çocuklar üzerindeki etkiler kuşaklar boyu sürüyor
Uzmanlara göre aile içi şiddetin sonuçları hem bireyler hem de toplum üzerinde yıkıcı etkiler yaratıyor ve bu etkiler çoğu zaman nesiller boyu devam ediyor. Gizlenen şiddetin zamanla büyüdüğü, özellikle bu ortamda yetişen çocuklar üzerinde kalıcı hasara yol açtığı belirtiliyor. Bu ortamlarda büyüyen çocukların ilerleyen yaşlarda şiddete daha fazla eğilim gösterdiği ve böylece şiddet döngüsünün sürdüğü ifade ediliyor.
Uzmanlar, şiddetin dışa yansımasının müdahale ve destek mekanizmalarının devreye girebilmesi için kritik olduğunu vurguluyor. Aile içi şiddetin birçok türünün süreklilik gösterdiği ve hem kurbanlar hem de çocuklar üzerinde derin etkiler bıraktığı ifade ediliyor.
Aile içi şiddetin etkilerinin yalnızca ev ortamıyla sınırlı kalmadığı; iş yerinde devamsızlık, psikolojik sorunlar ve çocuklarda okul başarısızlığı gibi sonuçlara yol açabildiği belirtiliyor. Uzun vadede bu travmaların yetişkinlikte kalp-damar hastalıkları da dahil olmak üzere çeşitli sağlık risklerini artırabileceği dile getiriliyor.
Rotterdam önlem almaya çalışıyor
Rotterdam’daki kurumlar sorunu azaltmak için yoğun çaba harcıyor. Şehir, şiddet geçmişi olan bir eski partner 1 kilometre yaklaşınca otomatik alarm veren bir cihazı test eden ilk yer oldu. Veilig Thuis ise ihbarda bulunmayı daha kolay hâle getirmeye çalışıyor ve bu tür vakalarda ne kadar erken müdahale edilirse o kadar iyi sonuç alındığını vurguluyor.
©Sonhaber.eu





