Hollanda'da sömürgelerdeki köleliğin resmen kaldırılmasının kutlandığı ve Keti Koti (kırık pranga) günü olarak adlandırılan 1 Temmuz'da, bir açıklama yapan İçişleri Bakanı Kajsa Ollongren, “Geriye bakmak, geçmişi incelemekten daha fazlasını ifade eder. Aynı zamanda hesap verebilir olmak demektir.” şeklinde ifade kullandı.

Kölelik Geçmişi Diyalog Grubu Danışma Kurulu'nun tavsiyelerinin ve sonuçlarının aciliyetini kabul ettiğini duyuran Bakan Ollongren, köleliğin tanınması, yaşananlardan ötürü özür dileme ve yıkımın restorasyonu anlamında bir adım daha atmış oldu.

Bu tavsiye sonrası ilk özür Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema'dan geldi. Keti Koti kutlamalarında bir konuşma yapan Halsema, "Belediye yönetimi adına, Amsterdam şehir konseyinin ticari olarak köle sömürgeciliği sistemi ve köleleştirilmiş insanların küresel ticatine aktif katılımından dolayı özür dilerim.' dedi.

Rutte özür dilenmeyeceğini söylemişti

Bilindiği üzere geçtiğimiz yıl bugün Mecliste yapılan özel toplantıda konuşan Başbakan Mark Rutte, toplumda çok fazla kutuplaşmaya yol açacağı gerekçesiyle, Hollanda kölelik tarihi için özür dilemeyeceklerini söylemiş, 'özür ve tazminat' yerine 2023'te anma yılı düzenleyeceklerini belirtmişti.

Kölelik Geçmişi Diyalog Grubu Danışma Kurulu Tavsiyesi

Kurul tarafından hükümete sunulan tavsiye raporunda; Hollanda hükümetinin kölelik geçmişini, kölelik mağdurlarının ve onların soyundan gelenlerin acılarını kabul ederek acilen özür dilemesi gerektiği belirtildi.

Tavsiye raporunda;  Hollanda Başbakanı'nın hükümet adına özür dilemesi gerektiği, 1 Temmuz gününün aynı zamanda ulusal anma günü kabul edilmesi ve bu anmaya Kral ve Başbakan'ın katılması gerektiği vurgulandı.

Kurul ayrıca Hollanda köle ticareti geçmişinin kalıntılarının günümüzde de hissedilir düzeyde olduğuna dikkat çekti.

Hollanda'nın kölelik tarihi

Hollanda, özellikle "Altın Çağ" adı bilinen 17. Yüzyıl'da, dünyanın en büyük köle tüccarlarından biriydi. Afrika'dan Amerika kıtasına en fazla köle taşıyan ikinci büyük ülke olan Hollanda'ya ait Batı Hindistan Şirketi (WIC), 1630'da Portekiz egemenliğindeki Brezilya'nın bir kısmını ele geçirince Afrika'daki köle ticareti ile de ilgilenmeye başladı.

WIC, 1637'de Batı Afrika'da yine Portekiz'in sömürüsü altındaki Gana'da üstünlük kurarak, köle ticareti için taban oluşturdu. Hollandalılar, 15 ile 19. Yüzyıl arasında köle olarak satılan 12 milyon Afrikalı'dan, yaklaşık 550 bin ile 850 binini Atlantik ötesine taşıdı.

Batı Avrupa'da köleliğin yasaklanmış olmasına rağmen, köle tüccarlar Atlantik ötesi köleliği devam ettirdiler. 1654'te Brezilya'yı tekrar Portekiz'e kaybeden Hollanda, Karayipler'deki Curaçao'yu köle ticaretinde önemli bir istasyon haline getirdi.

Hollanda Televizyonu'na (NOS) göre, 1650 - 1675 yılları arasında Yeni Dünya'ya yapılan tüm köle nakillerinin yarısından Hollandalı tüccarlar sorumluydu. Hollandalılar, köleleştirilmiş Afrikalıları, İspanyol, İngiliz, Portekizli ve Fransız tüccarlara satıyordu.

Köle ticareti sadece Afrika'yla sınırılı değil. Hollandalılar'ın Asya'da da yaklaşık 1 milyon 135 bin kişiyi köleleştirdiği tahmine ediliyor.

Yasal köle ticareti 1814'te sona erdi ancak Hollanda 1 Temmuz 1863'e kadar köleliği kaldırmadı. Bu tarihte köleliğe kağıt üzerinde son verilse de Surinam'da 33 bin, Antiller'de de 11 binden fazla köle zorla ücretsiz çalıştırılmaya devam etti.

Hollanda, 1873'te köleliği tamamen kaldırdı. 1 Temmuz, her yıl eski sömürgeler ve Hollanda'da Keti Koti (kırık pranga) Bayramı olarak kutlanıyor. Amsterdam'daki Ulusal Kölelik Anıtı'nda resmi törenler düzenleniyor.

Sonhaber'i artık Telegram'da da takip edebilirsiniz:  t.me/sonhabereu

WhatsApp’ta ücretsiz bültenimize abone olun, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın

©️SONHABER.EU