Bildiride, “Fransa’da bir derginin yine Peygamberimiz Hz. Muhammed‘i (sav) hakaretvari bir şekilde karikatürize etmesi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İslam’a ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (sav) hakaretlere destek mahiyetindeki açıklamaları, Hollanda Özgürlük Partisi Başkanı Geert Wilders’in Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmedildiği karikatür paylaşımı, Berlin’de bir camimize polislerin orantısız bir şekilde baskın düzenlemeleri Saadet Avrupa ailesi olarak bizleri derinden üzmekte ve yaşanan son olaylarla birlikte bakıldığında tedirgin etmektedir.” denildi.

İşte kamuoyula paylaşılan bildirinin tam metni.

Basın Açıklaması…

Avrupa’da yaşamakta olan özelde Türk toplumuna genelde ise Müslüman toplumuna karşı bireysel saldırılar her geçen gün artmaktadır. Fransa’da bir derginin yine Peygamberimiz Hz. Muhammed‘i (sav) hakaretvari bir şekilde karikatürize etmesi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İslam’a ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (sav) hakaretlere destek mahiyetindeki açıklamaları, Hollanda Özgürlük Partisi Başkanı Geert Wilders’in Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmedildiği karikatür paylaşımı, Berlin’de bir camimize polislerin orantısız bir şekilde baskın düzenlemeleri Saadet Avrupa ailesi olarak bizleri derinden üzmekte ve yaşanan son olaylarla birlikte bakıldığında tedirgin etmektedir.

Fransa’da Peygamber Efendimize (S.A.V) yönelik çirkin karikatürlerle ortamı geren yayınlar, Müslümanların belli hassasiyetlerini bildikleri halde bir krizin doğmasının da fitilini ateşlemiş oldular. Bunun sonucunda yaşanan cinayet olayının da tabii ki tamamen karşısında olduğumuzu dile getirmek istiyoruz.

Macron, ülkesinde altı milyon, dünya çapında ise iki milyardan fazla Müslümanın Peygamberine hakaret içeren sözüm ona karikatürleri, dini değerlere hakaret, din özgürlüğüne karşıt bir tavır olarak değerlendirmek yerine, bu çirkefliği yapanları haklı çıkarmaya matuf ifade özgürlüğü bağlamında görüp sahiplenmektedir. Daha da ileri giderek, devlet eliyle bu sözde karikatürleri farklı platformlara taşıyıp, olayların büyümesine, kaos oluşmasına davetiye çıkarmaktadır.

Almanya’nın başkenti Berlin’in en eski camilerinden olan Mevlana Camii olayında polisin orantısız davranışını da bu bağlamda hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var.

Macron ayrıca 2 Ekim 2020 tarihinde yaptığı açıklamalarda, hazırlattığı “İslamcı ayrılıkçılıkla” mücadele yasa tasarısının neleri içerdiğinin ipuçlarını vermişti. Din eğitimini kısıtlayıcı maddeler ve “Fransa’da aydınlanma ile uyumlu bir İslam inşa etme” niyetini haiz yasa taslağıydı bu. Ülke sınırları içerisinde söz konusu cinayete benzer olayları önlemek için insan haklarını gözetir şekilde alacakları tedbirler, kendi iç işlerini ilgilendirir; fakat İslam dinini, güya “mutlak doğru” gibi kabul ettikleri anlayışlarına uyarlayıp “yeniden inşa etme” niyetleri ve “İslam tüm dünyada kriz içinde” ifadeleri haddi aşan ifadelerdir! Müslümanlar olarak bu hadsizliğe sessiz kalmamız mümkün değildir.

Akl-ı selimle olaya yaklaşıp çözüm üretmek yerine, açıklamaları ile gerginliği artıran Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Hollanda’da gündemde kalmak ve siyasi prim yapmak için, politikasını İslam düşmanlığı üzerine inşa etmiş olan parti başkanı Geert Wilders’in de desteğini almış oldular. Diğer taraftan, Geert Wilders’in kişisel Twitter hesabından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı bir karikatürle “terörist” olarak göstermesi olayı başka bir boyuta taşımıştır. Bu çirkin benzetmeyi reddediyor ve kınıyoruz.

Buna mukabil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da yurt dışında yaşayan milyonlarca yurttaşımızı bulundukları ülkelerde daha da zor durumlara taşıyabilecek açıklamalardan kaçınmaya ve siyasi çıkar elde etmek isteyen Wilders türü politikacılara prim vermemeye davet ediyoruz.

Özellikle Avrupa ülkeleri siyasileri tarafından göz ardı edilmeye çalışılsa da, Avrupa’da yaşamakta olan Türk toplumu 1961 senesi ve sonrasında yapılan anlaşmaların sonucunda Avrupa ülkelerine gelip, en ağır işlerde çalışıp, halihazırda Avrupa’nın lokomotifi konumunda olan ülkelerin bu konumlara gelmesinde, genel olarak Avrupa toplumunun mevcut refahına kavuşmalarında oldukça büyük katkıları ve etkileri olmuştur.

Başkalarının dinine, kutsallarına, sevdiklerine, takdir edilsin ya da edilmesin, bir devletin başında bulunan ve bir devleti temsil eden bir kişiye hakaretler edilmesi özgürlük değil, başkalarının özgürlüğüne saldırıdır. Bireysel düzeyde başlayıp, organize bir hal alan saldırıların son zamanlarda siyasiler tarafından sözlü olarak devam etmesi oldukça tehlikeli bir gelişmedir. Siyasilerin ve hatta devletin üst düzey yöneticilerinin sözlerinin toplumda Müslümanlara karşı şiddet olarak fiiliyata dönüştürüldüğünü bilmemeleri, görmemeleri diye bir şey söz konusu olamaz. Bu bağlamda, tüm siyasilerin bu tür paylaşımlar ve açıklamalar yaparak toplulukları ötekileştirerek, toplum içerisinde kutuplaştırarak, toplumun huzursuzluğuna sebebiyet vermelerinden kaçınmalarını önemle rica ve temenni ediyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz!

Samet Sami TEMEL  – SAADET AVRUPA Genel Başkanı

WhatsApp’ta ücretsiz bültenimize abone olun, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın