Hollanda’nın en yüksek tirajlı gazetelerinden De Telegraaf ‘da Yasin öztürk hakkında çıkan yazının ardından bir basın açıklaması yapan Öztürk’e cevep gecikmedi.

Pazar akşamı Telegraaf’da yayınlanan haberle ilgili Öztürk dün yaptığı açıklama’da alenen Ali Osman Ok’un bu işte parmağı olduğunu belirtmiş ve yasal işlemlere başlayacağını duyurmuştu.

Bunun üzerine cevap hakkını kullanan Ali Osman Ok zehir zemberek bir açıklama ile hem Öztürk’e hem de kamuoyuna bir açıklama yaptı.
Sadece bu olayda değil bir çok olayda adının geçtiğini ve bu iddiaları şimdiye kadar kimsenin ispat edemediğine vurgu yapan Ok, son yıllarda kendisine saldırılarak ünlenme modasının oluştuğunu belirtiyor. Basın Bildirisnin sonuna bir de dip not düşen Ali Osman Ok, Yasin Öztürk hakkında Telegraaf Gazetesinden çıkan haberi kuvvetle muhtemel kendisinin servis etmiş olabileceiğini belirttiği basın bildirisi şöyle:

BASIN AÇIKLAMASI

Dün SonHaber.EU ’de yer alan “Telegraaf beni linç ettirmek istiyor” adlı haberde şahsıma yöneltilmiş bir iftirayı hayretle karşıladım. Hiçbir anlam veremediğim bu ifiraya açıklık getirmek için kamuoyunu aydınlatmam gerektiğine inandım. 
Telegraaf'a haber olduğu için şuan zevkten dört köşe olduğuna emin olduğum bu beyefendi, sanki hiç hoşnut olmamış gibi basın açıklaması yapmaktadır. Tek derdi haber sitelerinde yer almak olmasıyla meşhur olan bu kişiliğin, timsah gözyaşlarına bir şey diyemem.
Ancak, şahsi emellerine bendenizi alet etmesine göz yumamam. Son yıllarda meşhur olan "Ali Osman Ok'a saldırarak ünlenme modasına" kendisi de uymuştur. Arama motorlarından ismimi ararsanız, kimlerin bizlere iftira atarak bizi kamuoyunda yıpratma girişiminde bulunarak öne çıkmaya çalıştığını görebilirsiniz.
Ötekiler adlı muhalif yayın organını hayata geçirdiğimiz günden beri, sürekli farklı gruplar tarafından iftiraya uğramakta ve tehdit edililmekteyiz. 

Hatırlıyorum da ilk olarak bizi Paralel yapıya bağlı bir siyasetçi tehdit etmişti. Bizi “Ergenekoncu” ilan etmiş ve bizi çocuklarla bulup hesap soracağını söylemişti. Daha sonra Aydınlıkçı gençler, bizi takip ettiklerini hesap soracaklarını söylemiştiler. Tehdit ve iftiralar Haber gazetesi yazarının “Tasmalı Güdükzadeler” yazısıyla devam etti. Yine birileri Ötekiler yazar kadrosundaki diğer arkadaşlara baskı yaparak, yazmamalarını sağlamıştılar. 

Hollanda toplumunda kaliteli muhalif yayın yapan tek yayın organı bizdik ve bu geminin kaptanı bendeniz olmam sebebiyle sürekli saldırılar bendenize yapılıyordu. Çünkü dokunulmaz zannedilen insanlara dokunuyorduk, Türk toplumu adına hesap soruyorduk. Alışık değildiler hesap vermeye. 

Daha sonraları bizden esinlenen birileri Zaytung Hollanda sayfası açarak insanlarla dalga geçerek eleştirdiler. Bunun arkasında bizim olduğunu o kadar çok insan söyledi ki, halbuki Zaytung Hollanda’nın bizimle hiç bir alakası yoktu. Biz kişileri asla hedef almadan, fikirleri ve olayları tartışmaya açmıştık, bu farkı göremediler. 

Daha sonraları bu sayfayı yönetenlerin paralel yapıya mensup insanlar olduğu ortaya çıktı. Bir dönem Zirvana Peynir insanların videolarını montajlayıp dalga geçiyordu, bunu da bizden bildiler. Sonraları bununda başkası olduğu ortaya çıktı. Ancak bu kadar hakkımıza girenlere bir kez olsun kötü söz söylemedik, “bu da geçer” dedik sabrettik. 


Bu liste uzar gider, fakat hepsinin bir ortak özelliği var. Tehdit edenlerin hepsiyle bir yerlerde karşılaştım, ağızlarını açıp 2 kelime bile edemediler. O beylik lafları ancak arkamdan edebilirler, yüzüme karşı konuşacak babayiğiti bendeniz Hollanda’da görmedim. Ettiklerinde ağızlarının payını vereceğimden eminler çünkü. 

Bugüne kadar hiçbir iddia sahibi de, iddiasını ispatlayamadığı gibi müfteri pozisyonuna düşmüstür. "Beraat-ı zimmet asıldır" ve "Masumiyet Karinesi" gibi kavramlara ihanet eden bu şuura sahip müfteri kişilikli insanların Türk toplumunu temsil etmeleri ise vicdanlarda derin bir yaradır. İste bizim bütün itirazlarımız tam da bunadır.

Işin trajikomik yanı ise, bu şahısların tamamı 40 yaş üstü olmalarına ragmen, bendenizi (20’li yaşlarda ) kendilerine rakip görmektedirler. Biz isterdik ki bize destek olsunlar, beraber yürüyelim bu yollarda. Ancak onlar bize farklı yaklaştılar. 

Süleyman Şah'ın dediği gibi bu cihan çok Firavun gördü, Nemrut gördü, Ebu Cehil gördü ancak Hz. Ibrahim'in davası hepsini galebe çaldı,. Bu sebeple biz doğru kaldığımız sürece eğri kendini belli edecektir, hiç şüphemiz yok bu konuda. 
Namus, şeref ve haysiyet herkeste bulunmaz, bu yüzden değerlidir. Iftira atmak ise en büyük namussuzluk, en büyük şerefsizlik en büyük haysiyetsizliktir. Bu değerlere sahip olmayan kişileri adam yerine koymak ise küfür ve hakarettir. Bu küfür ve hakarete bendenizin de ortak olduğunu çok sonraları öğrenecektim. 
Biz bel altı vurmayı bilmeyiz, biz kişilere saldırmayı bilmeyiz. Bu zamana kadar yazdığımız yazılarımızda her zaman fikir tartıştık, kişilerle işimiz olmadı. Makamları konuştuk, bilirdik çünkü kişilerin gelip geçtiğini. Ancak büyük insanların tartışabildiği fikirleri, küçük insanlar anlamayarak bizlere saldırdılar.
Yasin Öztürk şu sorulara cevap vermek zorundadır, aksi takdirde yukarıda belirttiğim değerlerden yoksun olduğunu kabul etmiş olacaktır.
- Isnat edilen suçun delili nedir?
- Paralel çete dediğin kişiler kimlerdir?
- Yazdığın yazının arkasında duruyorsan, Telegraaf'ta çıkması neden korkuttu seni? Bendeniz şahsen gurur duyardım.
- Yargısız infazdan şikayet ederken, yargısız infaz yapman seni ikiyüzlü yapmaz mı?
- Kendinden 20 yaş küçük birine iftira atman senin hangi ahlak anlayışına uygun?
- Insan ne için yaşar Yasin Öztürk?

Yasin Öztürk'e avukat arkadaşlarımızla görüştükten sonra dava açma imkanımız varsa açacağımızı buradan kamuoyununa duyururuz
Bundan böyle hakkımızda asılsız iddialarda bulunanlara, yıpratmaya çalışanlara hukuki yollardan hakkımızı arayacağımızı ve hesabını soracağımızı bilmenizi isterim. 
Saygılarımla,

Ali Osman Ok
Not : Telegraaf’ta yer alan Print Screen’de Facebook Türkçe olarak kullanılmaktadır. Büyük ihtimalle Türkiye’den biri bu haber sitesine göndermiş olmalıdır. Yasin Öztürk bildiğim kadarıyla temelli dönüş yaptı Türkiye’ye. Hollanda’da arayacağına Türkiye’de arasın bu kişiyi, belki de kendisi göndermiştir. Neden olmasın?