Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, üç günlük devlet ziyareti kapsamında Almanya'nın Köln kentine geldi.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Merkez Camisi'nin açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Buradan Almanya'daki 3,5 milyon kardeşimin her birine en derin saygılarımı gönderiyorum. Kökeni, vatanı dili ve ten rengi farklı olsada kalbi bizimle çarpan tüm Müslüman kardeşlerime de buradan selamlarımı iletiyorum. Aynı şekilde Avrupa'nın farklı köşelerinde bulundukları ülkelerin refahı huzuru ve kalkınması için ter döken emek harcayan vatandaşlarımı da hürmetle selamlıyorum.

Almanya ziyaretim vesilesiyle Köln Merkez Camii'nin resmi açılışını sizlerle yapmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. bir kez daha özellikle dostum Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'e nazik daveti için teşekkürlerimi sunuyorum.

Kritik bir dönemde son derece verimli başarılı bir ziyaret yaptık. Gerek sayın Steinmeier ile gerekse sayın Merkel ile görüşmelerimizde her iki ülkeyi yakından ilgilendiren meseleleri ele aldık. Bu vesile ile Köln eyalet valisi, Köln belediye başkanı ve Köln halkına da gönülden teşekkür ediyorum.

"Köklü Türk-Alman dostluğu perçinlendi"

Kendileri ile ticaretimizi ve ekonomik yatırımlarımızı nasıl yukarı taşıyacağımızı ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile nasıl daha etkin mücadele edeceğimizi de istişare ettik. Ayrıca önde gelen Alman yatırımcılarla bir araya gelerek Türkiye'nin yatırım potansiyelini harekete geçirecek yeni projeleri görüştük. İki gün boyunca yaptığımız temasların köklü Türk-Alman dostluğunu daha da perçinlediğini düşünüyorum.

"Almanya ile her alanda işbirliğimizi güçlendireceğiz"

Almanya ile son dönemdeki bazı fikir ayrılıklarını bir yana koyarak bundan sonra ortak menfaatlerimize odaklanmamızın gerektiğini özellikle vurguladım. Terör örgütleriyle mücadeleden mülteci krizine, Suriye'deki çatışmalardan ticaret savaşlarına kadar her alanda iş birliğimizi güçlendireceğiz. Tabi şu anda dışarıda 10 bine yakın insan var, 10 bine yakın bu havayı bizimle beraber teneffüs etme arzusu içinde olan kardeşlerimiz var. Sesimizi duyuyorlar mı, duymuyorlar mı bilemiyorum ama ben onları gönülden selamlıyorum. Dilden duymayabilirler ama herhalde gönlümün sesini dinliyor olmalılar ki oradan ben de alkışları duydum.

Bu işbirliğinin faydalarını herkesten önce Almanya genelinde yaşayan 3,5 milyonu aşkın insanımızın hissedeceğine inanıyorum. Yeni dönem siz kardeşlerimiz için de çok daha aydınlık, huzurlu ve özgür günlere vesile olacaktır.

"Hep birlikte tarihi bir ana şahitlik ediyoruz"

Bugün burada hep birlikte gerçekten tarihi bir ana şahitlik ediyoruz. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Köln Merkez Camii ve Külliyesi'nin resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Öncelikle bu muhteşem eserin Köln'e ve Almanya'ya kazandırılmasında emeği geçen herkese şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Caminin temeli atıldığı zaman kimi dar görüşlü çevreler protestolar düzenlemiş caminin inşasına karşı çıkmışlardı.

Dedim ya gönüller konuşuyor. Bu protestolara rağmen pek çok Alman siyasetçi ve sivil toplum temsilcisi projeyi teşvik etti. DİTİB'in ve Türk toplumunun yanında yer aldı. Ben kendilerine şimdi bir Cumhurbaşkanı olarak tekrar teşekkür ediyorum. Aynı şekilde caminin yapımına bu şehirde yaşayan farklı dinlerden farklı kültürlerden dostlarımız da güçlü destek verdi.

"Dünya mimarlık literatüründe önemli bir yere sahip olacağını düşünüyorum"

Hiç şüphesiz bu süreçte en büyük fedakarlığı, emeği, maddi ve manevi yardımlarıyla Külliyenin inşasına öncülük eden DİTİB ve Müslüman Türk kardeşlerim yaptı. Buradaki kardeşlerimiz yılmadan, yorulmadan, marjinal çevrelerden gelen tehditlere boyun eğmeden, gece gündüz çalışarak, Köln şehrine ve elbette Almanya'ya böyle güzel bir eseri hediye ettiler. Ben caminin projelerini hazırlayan mimar ve mühendislerimize, hat, tezhip, nakışlarıyla güzelliğine güzellik katan sanatçılarımıza, her bir köşesini ilmek ilmek dokuyan işçilerimize, destekleriyle esere hayat veren dostlarımıza en kalbi şükranlarımı sunuyorum.



Külliyemizin konumu, mimarisi, iç dekorasyonu ve tezyinatıyla dünya mimarlık literatüründe de önemli bir yere sahip olacağını düşünüyorum. Tabi burada bir hususun altını çizerek şunu ifade etmek istiyorum; Merkez Camii öncelikle Köln'e aittir. Bu camiinin sahibi Müslim veya Gayri Müslim barışa, bir arada yaşamaya ve karşılıklı saygının insanlık için paha biçilmez değerine inanan herkestir.

Camimiz sayın eyalet valisine de onu söyledim İslam'da cami nedir? Cami, toplanılan yer bir diğer ifade ile birleşen, cemeden, birleştirilen bu anlama gelir. Burada ayrım yok, burada ayrımcılık yok, burada bütünleşme var, birleşme var ve hep birden Allah'a yönelme var. Camimiz aynı zamanda Almanya genelinde yaşayan milyonlarca Müslümanın da gurur abidesidir. Biz bugün sadece bir cami, bir külliye veya bir kültür merkezinin açılışını yapmıyoruz, aynı zamanda her taşı, her nakışıyla çatışmayı ve husumeti reddeden abidevi bir eseri de şehrimize armağan ediyoruz.

"İslam barış dinidir İslam'da terörün yeri yoktur"

İşte burada ve buradan özellikle feyzini, nasibini alan, teröre karışmaz. Buradan nasibini alan, İslam'ın mefhum olarak kökü, malum barıştan geliyor. İslam barış dinidir. İslam'da terörün yeri yoktur. DEAŞ, meaş, falan, filan bunların İslamla yakından uzaktan alakası yoktur. Her Müslüman da bunun şuurunda olmak durumundadır. Bizim bu barış kavramına, bu barış anlayışımıza her Müslüman'ın o anlayışla hareket etmesi, davranması gerekir.

"Almanya'nın benzer projelere ev sahipliği yapmasını bekliyoruz"

Bu eserle Türk toplumu artık bu şehrin, bu toprakların zaten ayrılmaz bir parçası olduklarını göstermişlerdir. Önümüzdeki dönemde Almanya'nın diğer şehirlerinin de benzer projelere ev sahipliği yapmasını beklediğimizi bu vesileyle ifade etmek isterim.

"Bu topraklardaki varlığımızın timsali olmalı"

Burası, bizi Avrupa'nın ötekisi, düşmanı gibi göstermeye çalışanlara inat, bu topraklardaki varlığımızın timsali olmalıdır.

Adı, iddiası, ideolojisi ne olursa olsun teröre bulaşan, şiddete bulaşan, Müslümanların canına kasteden hiçbir yapının İslam'la, Müslümanlıkla, bizim inancımızla bağı yoktur.

"Kardeşlerimizi cendereye almaya çalışıyorlar"

Bir süredir belli çevreler, bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimizi iki taraflı bir cendereye almaya çalışıyor. Bir yanda DEAŞ, FETÖ ve PKK gibi katil sürüleri üzerinden gençlerimiz terör tuzağına çekilirken diğer yandan ırkçı örgütler Müslümanların hak ve hukukunu hiçe sayıyor.

15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçaklar tarafından sırf iradesine sahip çıktığı için şehit edilen 251 şehidimizi, 2193 gazimizi nasıl görüyorsak, dünyanın dört bir yanındaki terör kurbanlarını da aynı görüyoruz.

Bizim nazarımızda Berlin'de pazar yerindeki sivilleri katleden DEAŞ'lı caniler neyse 2 ay önce 11 aylık Bedirhan bebeği annesiyle beraber şehit eden PKK'lı katiller de odur. Bugüne kadar en fazla zararı Müslümanlara vermiş, en çok Müslüman kanı dökmüş terör örgütleri İslamist ve Cihadist gibi ifadelerle yine Müslümanlara yamanmak isteniyor.

Avrupa başkentlerinin caddeleri ve meydanları terör örgütünün paçavralarıyla daha fazla kirletilmemelidir.

Şimdi bazı şeyler söylüyorlar, 'FETÖ'nün okullarında şöyle kaliteli öğrenciler yetişiyor.' O pilotlar da çok kaliteliydi, omuzları falan da doluydu. Ama o omuzları kalabalık olanlar geldiler benim vatandaşımı şehit ettiler. "FETÖ ve PKK sempatizanı bir avuç kifayetsizin, insanımızın huzurunu kaçırmasına, Türk-Alman dostuluğunu zedelemesine fırsat vermeyeceğiz.

"Fotoğraf çektirdik diye bu toplumdan dışladılar"

Bir Mesut Özil, bir İlkay'ımız... İngiltere'de kendileriyle bir fotoğraf çektirdik diye bu toplumdan dışladılar. Alman Milli Takımı'na kadar yükselmiş olan bu iki gencimizin dışlanmasını ben onun Cumhurbaşkanı olarak doğrusu hazmedemedim. İsterdik ki bu ırkçılık savrulmasına düşenlere karşı bir ortak tavır alınsın.