ANKARA (AA) - Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından projelerde herhangi bir aksama olmadığını belirterek, "Bütün büyük projelerimizi takvimlerimize uygun, hatta mümkünse daha da erken bitirmenin gayreti içindeyiz." dedi.

Arslan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Büyük projelerin Türkiye açısından önemine işaret eden Arslan, Türkiye'nin "köprü" konumunu; bölünmüş yollar, demiryolları, hava ve deniz limanlarının tamamlanmasıyla güçlendirilebileceğini söyledi. Türkiye'nin bu sayede dünya ticaret pastasından daha fazla pay alabileceğini vurgulayan Arslan, "Bunun olmazsa olmazı üçüncü köprü, Osmangazi Köprüsü, İstanbul'daki üçüncü havalimanı, Marmaray, Avrasya, üçüncü tünel, Bakü-Tiflis-Kars, bütün projeler." diye konuştu.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ve ondan önceki girişimlerin de yegane amacının Türkiye'nin büyümesini engellemek olduğuna işaret eden Arslan, "Türkiye'nin ticaretinin ve ekonomisinin büyümesini de engellemek istiyorlar. Bu büyümeyi engellediğiniz zaman, dünya siyasetinde Türkiye'nin büyümesini, liderinin sözünün geçerliliğinin etkisini azaltmayı sağlamış oluyorsunuz. İşte yapmak istedikleri dün de böyleydi, bugün de böyle." değerlendirmelerinde bulundu.

- "Büyük projeleri inadına çok daha hızlı hayata geçirmek zorundayız"

Arslan, üçüncü havalimanı inşaatı nedeniyle 300-400 ağacın taşındığını ancak 9,5 milyon ağaç dikildiğini bildirerek, bu tür büyük projelere karşı çıkanların asıl amacının çevreyi korumak olmadığını söyledi. Ahmet Arslan, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin dünya ticaretinden daha fazla pay almasını ve sözünün geçerliliğini engellemek istediklerinin başından beri farkındayız. Onun için büyük projelerimizin aksamaması adına her türlü adımı atıyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi ve onun arkasındakilerin niyetlerini bildiğimiz için biz büyük projeleri inadına çok daha hızlı hayata geçirmek zorundayız ki bu projelerle birlikte Türkiye'nin büyümesini hızlandıralım. 15 Temmuz darbe girişiminden itibaren bir veya iki gün o hassasiyetle sahalardaydık ancak hemen devamında şantiyelerdeyiz, işimizin başındayız. İşin başındaki yaklaşık 100 bin arkadaşım da şunun farkında ki bu girişimler omuzlarımızdaki yükün ve sorumluluğun bir kat daha artmasını getirdi. Biz projeleri bir an önce ve daha hızlı hayata geçireceğiz. Projelerimizde herhangi bir aksama yok. Bütün büyük projelerimizi, takvimlerimize uygun hatta mümkünse daha da erken bitirmenin gayreti içerisindeyiz. Bu, büyüyen, güçlenen Türkiye'nin 2023 hedeflerine ve sonraki hedeflerine sağlıklı yürümesini getirecek."

- "TİB'den uzaklaştırılanların zaten fonksiyonu yoktu"

Arslan, olağanüstü hal (OHAL) kapsamında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesine alınmasını daha önce deklare ettiklerini anımsatarak, "Bugün çıkan kanun hükmündeki kararname (KHK) ile gerek BTK'da gerek TİB'de bilişim uzmanı 196 kişinin görevine son verildi ama vatandaşlarımız 'Sanki düne kadar bunlar görevinin başındaymış da bugün ilişiği kesilmiş' gibi düşünmesinler. Özellikle 17-25 Aralık'tan sonra herhangi bir şekilde bir yanlışlığa aracı olmaması adına bu arkadaşlar zaten TİB'den uzaklaştırılmış ve kurumdaki fonksiyonların hiçbirinin içinde değillerdi. Ancak ne yazık ki 657 diye bir garabetimiz var, bundan dolayı birçok şeyi çalışıp düşünüyorsunuz ancak gerekli adımı atamıyorsunuz." ifadelerini kullandı.

15 Temmuz darbe girişiminin, FETÖ bağlantılı hiç kimsenin kamuda kalmaması gerektiğini bir kez daha gösterdiğini kaydeden Arslan, şunları kaydetti:

"OHAL kapsamında çıkan KHK ile bunların ilişkileri kesildi ama özellikle belirtmek istiyorum ki bu kişiler zaten 17-25 Aralık'tan sonra TİB ve TİB'in içindeki fonksiyonlar yerine getirilirken tamamen uzaklaştırılmışlardı. Dolayısıyla TİB'in içerisinde son 2-2,5 yıldır görev yapan arkadaşlarımız cansiperane bir şekilde bir de hainlere alet olmayacak bir TİB oluşturmak adına olağanüstü bir gayret sarf ettiler. TİB'de bu görevlerini yerine getiriyorlar. TİB zaten BTK'nın bağlı bir kurumuydu ama bugün itibarıyla o özerk yapısı diyelim tamamen kaldırıldı. Bu fonksiyonlarını BTK'nın başkanlığında yerine getirecek. Vatandaşın kafasında, o yanlışın içindeki insanlar hala görevlerinin başındalardı gibi bir algı vardı, bugün itibarıyla o algı da tamamen bitmiş oldu."

(Sürecek)