Yasalara göre bir işletmecinin muhasebe tutma yükümlülüğü vardır. Ancak muhasebe yükümlülüğü tam olarak ne anlama gelmektedir? Bu haftaki yazımda kısaca bu konuyu ele alacağım.

Her işletmeci / meslek icra eden kişi muhasebe tutma yükümlülüğüne tabiidir. Örneğin, bir ‘eenmanszaak’ veya ‘VOF’. Bunlara ek olarak tüzel kişiliğin (örnek: ‘B.V.’) yönetimininde muhasebe tutma yükümlülüğüne tabiidir.

Muhasebe tutma yükümlülüğü mali durumu ve şirketin faaliyetleri ile ilgili bilgileri kayıt altına almak demektir. Bu bilgiler her an incelenebilecek şekilde saklanmalıdır. Buna ek olarak, mali yılın bitiminden sonra en geç 6 ay sonra bilanço ve kar zarar hesabı hazırlanmalıdır. Tüm bu bilgiler en az yedi yıl süreyle saklanmalıdır. Eğer, işletmenizi iflaz etmeden kendi rızanız üzerine fesh etmişseniz (yani kapatmışsanız), fesh/kapatma tarihinden itibaren muhasebe yinede 7 sene boyunca telafi edilmesi gerekmektedir. Yani, kısacası işletmeyi kapattım, bundan sonra isim kalmadı diyemiyorsunuz.

Eğer muhasebe tutma yükümlülüğü yerine getirilmemişse şirketin iflası durumunda yönetimin görevini yerine getirmediği kanaatine varılır. Bu iflasın nedeni olarak görülür. Böyle bir durumda kayyum (cüratör) maddi zararı yöneticilerden talep etme hakkına sahip olur.