Yıldırım, Türkiye'nin, bir yandan büyüme ve kalkınma, vatandaşının refahı ile gençlerinin ve kadınlarının istihdamını sağlama çabası gösterirken, diğer yandan bir beka mücadelesi verdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Özellikle Suriye'deki otorite boşluğu bazılarının iştahını kabarttı. Bölgeden uzaktan gelip yerleşmek isteyen ve kendilerine de terör gruplarını yoldaş alan sözde müttefiklerimiz var. PYD/YPG/PKK ile kol kola terörle mücadele. Bu ne biçim iş? Amerika bunu yapıyor. Diğer yandan 'DEAŞ mücadelesi' diyoruz. Bir bakıyorsunuz DEAŞ'ın önünü açmışlar, yol veriyorlar, silahıyla mühimmatıyla teröristleriyle korumalık yaparak Rakka'dan çıkartıp, başka yerlerden milletin başına bela olsun diye gönderiyorlar. Şimdi onlar Afrin'de. Afrin'de biz onları yok etmek için uğraşıyoruz.

PKK kılık değiştirdi, isim değiştirdi şimdi Afrin'e geldi. Afrin'de kim akıl verdiyse o akılla Türkiye'nin hudutları boyunca bir terör devleti kurmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin başını ağrıtmak için ileride Türkiye'yi meşgul etmek, enerjisini harcaması için büyük bir proje var. Bir yandan bu projeyi akamete uğratıyoruz bir yandan da ülkemizi geleceğe taşıyoruz."

Hedeflerinin Türkiye'yi parmakla sayılan ülkeler arasına taşımak olduğunu vurgulayan Yıldırım, bu yönde kararlı bir şekilde ilerlediklerini ve bazı sektörlerde bu seviyeye çoktan ulaşıldığını söyledi.

"Biz ekonomimize güveniyoruz"
Yeni sistemin avantajlarına ilişkin açıklama yapan Yıldırım, "Demokrasi kültürümüz daha da gelişecek, zaman kayıplarımız asgariye inecek ve böylece daha fazla enerjimizi ülke kalkınmasına, ülkemizin refahına harcayacağız." diye konuştu.

Yıldırım, 2016'nın sonlarına doğru ABD'de yapılan seçim nedeniyle gelişen ülkelerin kurlarında dalgalanma olduğunu, bu durumdan etkilenmemek için birçok alanda tedbir aldıklarını, yeniden yapılandırmalar yaptıklarını belirterek, "Bir baktık Türkiye ekonomisi şaha kalktı. Büyüme ilk üç çeyrekte yüzde 7'nin altına inmedi. Türkiye için eksi büyüme tahmini yapanlar bu sefer düzeltmek için yarışa girdiler." değerlendirmesinde bulundu.

Bu yıl için de felaket senaryoları yazıldığını aktaran Başbakan Yıldırım, "2018'de Türkiye, dar boğaza girecek, şöyle olacak böyle olacak.' Biz, bu hikayeyi daha önce de dinledik. Biz, ülkemize güveniyoruz, özel sektörümüze güveniyoruz, milletimize güveniyoruz, ekonomimize güveniyoruz. Kim hangi silahıyla hangi aracıyla gelecekse buyursun gelsin. Bu ve buna benzer tehditleri Türkiye çok gördü." ifadesini kullandı.

"Dönün utanç dolu tarihinize bir bakın"
Yıldırım, yeni sistemin en önemli özelliğinin milletin tabanda birleştirmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Yüzde 50'den fazla destek alamayan ülke yönetimine geçemiyor. Bu da ne demektir? Milli hedefler, ülkemizin geleceği uğrunda bazı şeylerden fedakarlık edip, bir araya gelebilmenin şart olduğunu gösteriyor. Bizi bir araya getirecek olan nedir? Bayrağımızdır, devletimizdir, milletimizdir ve 780 bin kilometrekare vatan toprağımızdır. Bunun dışındakiler bizim zenginliğimiz. Yani Arap, Kürt veya başka bir etnik gruptan olmaya biz karar vermiyoruz ama bizi birleştiren değerlerimiz bu topraklarda bize yüzyıllar boyunca hakimiyet kuran değerlerimizdir.

Bugün, bize ders vermeye çalışıyorlar, 'soykırımdan' bize hesap sormaya çalışıyorlar. 'Ermeni soykırımı, 1915 olayları.' Siz bir kere bunu bize soracağınıza dönün, utanç dolu tarihinize bir bakın. Sömürgecilik, soykırım, katliam sizin geçmişinizde var. Önce geçmişteki o kirli hesapları verin, o köle ticaretinin hesabını verin. Yıllarca sömürdüğünüz ülkelerin hesabını verin. Gözünüzü kırpmadan katlettiğiniz milyonlarca insanın hesabını verin de ondan sonra gelin bize böyle bir uydurma istinatlarda bulunun."

AA