DENK Partisi’nde liderlik krizi derinleşiyor. Parti yönetiminin dünkü açıklamasının ardından, iki milletvekili ve çok sayıda yerel teşkilat, yönetime sert tepki gösterdi. Yönetimden bu tepkilere henüz yanıt gelmedi.

Hollanda’da 29 Ekim’de yapılacak erken genel seçimler öncesinde DENK Partisi içindeki liderlik krizi daha da büyüyor. Parti lideri Stephan van Baarle’nin adaylıktan çekilme kararının ardından dün yazılı bir açıklama yapan parti yönetimi, olağanüstü genel kurul çağrısı yaparak çözüm için uzlaşma mesajı verdi. Ancak bu açıklamaya bugün iki milletvekili ve birçok yerel teşkilattan sert tepkiler geldi.

Milletvekilleri Doğukan Ergin ve Ismail el Abassi, yayımladıkları ortak bildiride yönetimi ağır bir dille eleştirerek istifa çağrısı yaptı. Parti tabanından da benzer şekilde Van Baarle’ye güçlü destek açıklamaları gelirken, yönetimin bugünkü eleştirilere henüz bir yanıt vermediği görülüyor.

“Amaç partiyi tamamen ele geçirmek”
Ergin ve el Abassi, 15 Ağustos’ta yayımladıkları açıklamada, parti yönetiminin Van Baarle’yi liste başı olarak görevden almak için prosedür başlatma hazırlığında olduğunu ifade etti. Bu girişimi, “Ejder Köse’nin tüm gücü eline alarak partiyi kontrol altına alma niyeti” olarak yorumlayan vekiller, sürecin partide derin bir şok etkisi yarattığını vurguladı.

Açıklamada, parti yönetiminin olguları çarpıttığı, kamuoyunu yanıltmaya çalıştığı ve Van Baarle’ye yoğun baskı uyguladığı öne sürüldü. Milletvekilleri, liderlerine “ya kabul et ya bırak” şeklinde şartlar dayatıldığını ve bu tavrın parti içinde otoriter bir yönetime dönüştüğünü savundu.

“Güven çekildi ama yönetim hâlâ görevde”
Milletvekilleri, Meclis grubunun tamamının, gençlik hareketinin ve partinin kurucusunun yönetimden güvenini çektiğini; ayrıca binlerce üyenin ve çok sayıda yerel teşkilatın da Van Baarle’yi desteklediğini ifade etti. Buna rağmen yönetimin hâlâ görevde kalmasını “demokratik bilinç eksikliği” olarak değerlendirdiler.

Açıklamada, olağanüstü genel üye toplantısının (ALV) yapılmasının çeşitli prosedürlerle engellendiği belirtilerek, bu durumun otoriter bir anlayışın göstergesi olduğu savunuldu. Açıklama, “Bu yönetim derhal istifa etmelidir. Van Baarle bizim tek gerçek parti liderimizdir” sözleriyle son buldu.

Yerel teşkilatlardan Van Baarle’ye destek
Vekillerin açıklamasının ardından partinin birçok yerel teşkilatı da Van Baarle’ye açık destek verdi. Farklı şehirlerden gelen açıklamalarda, mevcut yönetimin tutumunun partideki birlik havasına zarar verdiği ifade edilirken, Van Baarle’nin toplumda karşılığı olan bir lider olduğu vurgulandı.

Teşkilatlar, olağanüstü genel kurul çağrısının dikkate alınması gerektiğini savunurken, yönetimin tavrının güven kaybına yol açtığını ve seçim sürecini olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

Parti yönetimi dün uzlaşma çağrısı yapmıştı
DENK yönetimi, yaşanan gelişmelerin ardından dün yaptığı açıklamada, Van Baarle’nin adaylıktan çekilme kararının “üzüntüyle karşılandığını” belirtmiş ve çözüm için olağanüstü genel kurul önerisinde bulunmuştu.

Anketlerdeki düşüşe rağmen VVD, Yeşilgöz ile seçime gidiyor
Anketlerdeki düşüşe rağmen VVD, Yeşilgöz ile seçime gidiyor
İçeriği Görüntüle

Yönetim, birden fazla aday listesi önerisi sunduğunu, bu listelerden birinin kadın temsiline öncelik verdiğini ve mevcut milletvekillerine de yer açıldığını açıklamıştı. Ayrıca taraflar arasında bağımsız bir arabulucu aracılığıyla uzlaşma süreci başlatılmasını teklif ettiklerini duyurmuştu.

Ancak bugün gelen vekil ve teşkilat tepkilerine karşı, yönetim cephesinden henüz yeni bir yanıt gelmedi.

Gözler yönetimin vereceği yanıtta
DENK Partisi’ndeki kriz, seçim sürecine haftalar kala derinleşirken, yönetimin bu yeni tepkilere nasıl karşılık vereceği merak konusu. Parti içinde yaşanan ayrışma, seçim kampanyasını ve kamuoyundaki algıyı doğrudan etkileyebilecek düzeye ulaşmış durumda. Gözler, önümüzdeki günlerde yapılması beklenen olağanüstü genel kurul süreci ve yönetimin vereceği olası yeni açıklamada.

©Sonhaber.eu