Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.

Berlin Senatosu, 15 Mart’ı Birleşmiş Milletler’in kararına paralel olarak “İslamofobiye karşı anma günü” ilan etti. Karar, Berlin’de Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve nefretle mücadeleye dikkat çekmeyi amaçlayan sembolik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Berlin Senatosu, CDU’lu Berlin Belediye Başkanı Kai Wegner ile SPD’li Cansel Kiziltepe’nin ortak sunduğu teklifi kabul ederek, 15 Mart’ın Berlin’de resmî bir anma günü olarak tanınmasına karar verdi. Senato tarafından yapılan açıklamada, bu adımın toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi hedeflediği, ayrımcılık, dışlama ve şiddetin Berlin’de kabul edilemez olduğuna dair net bir mesaj vermeyi amaçladığı ifade edildi.

Birleşmiş Milletler kararıyla paralel adım
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2022 yılında aldığı kararla 15 Mart’ı “Uluslararası İslamofobiyle Mücadele Günü” ilan etmişti. Bu karar, dünya genelinde Müslümanlara yönelik nefret söylemi, ayrımcılık ve saldırıların artışına dikkat çekmeyi ve üye ülkeleri bu alanda önlem almaya teşvik etmeyi amaçlıyor. Berlin Senatosu’nun aldığı karar da bu uluslararası çerçeveye yerel düzeyde verilen bir yanıt olarak öne çıkıyor.

Berlin’de sembolik ve siyasi bir mesaj
Berlin, farklı inanç ve kültürlerin bir arada yaşadığı çokkültürlü yapısıyla bilinirken, kentte son yıllarda Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve İslamofobi tartışmaları da sık sık gündeme geliyor. Senato’nun 15 Mart kararının, bu tartışmalar bağlamında Berlin’in resmî duruşunu ortaya koyan sembolik bir mesaj taşıdığı değerlendiriliyor.

Karara destek ve eleştiriler
Karara ilişkin siyasi tepkiler de gecikmedi. Yeşiller Partisi Milletvekili Lamya Kaddor, “İslamofobiye karşı bir anma gününün Berlin için önemli bir sinyal” olduğunu belirterek kararı destekledi. Kaddor, bu tür bir günün Müslüman vatandaşların yaşadığı ayrımcılığın görünür kılınması açısından anlamlı olduğunu vurguladı.

Hamburg FDP’li siyasetçi Gerd Wöllmann ise eleştirel bir yaklaşım sergiledi. Wöllmann, İslamofobinin ciddi bir sorun olduğunu kabul etmekle birlikte, Yahudi kurumlarının hâlen yoğun polis korumasına ihtiyaç duyduğu bir dönemde bu kararın önceliğinin tartışmaya açık olduğunu ifade etti.

Tartışmanın sürmesi bekleniyor
Berlin Senatosu’nun 15 Mart kararı, İslamofobiyle mücadelede sembolik bir adım olarak değerlendirilirken, uygulamanın toplumsal ve siyasi yansımalarının önümüzdeki dönemde daha geniş biçimde tartışılması bekleniyor. Kararın, Berlin’de ayrımcılıkla mücadele konusundaki kamuoyu tartışmalarını canlı tutması ve benzer girişimlerin diğer eyaletlerde de gündeme gelmesi olasılığı yakından izleniyor.
©Sonhaber.eu