Haberlerimizi İnstagram , TikTok ve Youtube hesaplarımızdan da takip edebilirsiniz.
Avusturya'nın Vorarlberg eyaletinde yaşayan bir Türk aile, Steiermark bölgesindeki bir tüp bebek kliniğinde yaşanan skandal nedeniyle hem ceza hem de tazminat davası açtı. Ailenin iddiasına göre, kadına başka bir kişiye ait sperm, bilgisi ve rızası olmadan enjekte edildi. Olay, ailenin çocuklarından birinin DNA testi yaptırmasıyla ortaya çıktı.
"İlaç zannediyordu, sperm enjekte edilmiş"
Ailenin avukatı Lisa Holzmann'ın Tiroler Tageszeitung gazetesine verdiği bilgiye göre, Türk çift 1992 yılında doktora başvurdu. Ancak Almanca bilgileri yetersiz olduğu için tedavi sürecini tam olarak anlayamadılar. Kadın, kendisine sadece doğurganlığı artıran ilaçların verildiğini düşündü. Ancak toplam 14 seansta, farkında olmadan başka bir kişiye ait sperm kendisine enjekte edildi. Bu yöntemle üç çocuk sahibi oldu.
Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.
Gerçek DNA testiyle ortaya çıktı
Gerçek, çiftin kızlarından birinin fiziksel benzerlik farkı nedeniyle şüphelenip DNA testi yaptırmasıyla ortaya çıktı. Test sonucunda, yasal babanın biyolojik baba olmadığı anlaşıldı. Devam eden testlerde diğer iki kız kardeşin de aynı durumda olduğu ortaya çıktı. Genç kadın daha sonra genetik veri tabanları üzerinden biyolojik babasına ulaştı. Ancak adam, böyle bir çocuğu olduğundan tamamen habersizdi.
Biyolojik baba da kandırılmış
DNA testi sonucu belirlenen kişinin, 1990’lı yıllarda aynı doktorun hastası olduğu ve yalnızca hormon testi için kliniğe başvurduğu ortaya çıktı. Avukatı Hermann Holzmann'a göre, adamın sperm örneği izinsiz olarak donduruldu ve başka bir hastada kullanıldı.
Fatura yok, kayıtlar kayıp
Ailenin, tedavi süreci için 84 bin Avusturya Şilini (yaklaşık 6.100 Euro) ödediği ancak karşılığında hiçbir fatura almadığı belirtildi. Avusturya yasalarına göre tedavi öncesinde yazılı onam alınması zorunlu. Ancak klinikle ilgili hiçbir resmi belgeye ulaşılamadı.
Klinik sahibi doktor ve oğlu, hasta kayıtlarının ya depoda yaşanan bir su baskınında ya da taşınma sırasında kaybolduğunu iddia etti. Türk aile ise bu savunmaların inandırıcı olmadığını, başka bir kadının da aynı şekilde mağdur olduğunu ve kayıtlarının bulunamadığını belirtiyor.
Dava açıldı, başka mağdurlar olabilir
Aile, Graz Savcılığı'na ağır dolandırıcılık suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Ayrıca tazminat davası da açıldı. Avukatlar, ailenin öncelikli amacının para değil, gerçeğin ortaya çıkması ve varsa diğer mağdurların da ortaya çıkması olduğunu vurguladı.
Sonhaber.eu