Almanya’da yayımlanan Ulusal Eğitim Paneli (NEPS) verilerine dayanan yeni bir araştırmaya göre, çocukların eğitimle ilgili başarılarının temeli okuldan çok daha önce, bebeklik döneminde atılıyor. Araştırma, eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin temellerinin çok erken yaşlarda atıldığını gösteriyor.

Çalışma kapsamında araştırmacılar, 2012 yılından itibaren 7 aylık ile 2 yaş arasındaki 3.500 çocuğu uzun süre boyunca izledi. Bu çocuklar 7, 17 ve 24 aylıkken araştırma ekibi tarafından ziyaret edilerek anneleriyle olan etkileşimleri gözlemlendi.

Elde edilen sonuçlara göre, düşük gelirli ve eğitim düzeyi düşük ailelerden gelen iki yaşındaki çocuklar ortalama 97 kelime kullanırken, daha iyi sosyoekonomik koşullara sahip çocuklar yaklaşık 158 kelimeyle çok daha geniş bir kelime dağarcığına sahip. Dil gelişimi kadar çocukların sosyal becerileri de aile ortamındaki etkileşimlere göre şekilleniyor. Örneğin birlikte kitap okuma gibi etkinlikler çocukların gelişimini olumlu etkiliyor.

Maddi zorluklar gelişimi sınırlandırıyor
Tagesschau
’ya açıklama yapan Leibniz Eğitim Gelişim Enstitüsü’nden (LIfBi) araştırmacı Manja Attig’e göre, stresli, yoksul ya da düşük eğitimli aileler çocuklarının duygusal dalgalanmalarını kontrol etmekte daha fazla zorlanıyor. Attig, özellikle zor mizaca sahip çocuklarda bu zorlukların daha da belirginleştiğini belirterek, “Birçok risk faktörü bir araya geldiğinde, ailelerin bu durumu telafi etmesi neredeyse imkânsız hâle geliyor,” dedi.

Türkiye’de yabancı plakalı aracı kimler kullanabilir?
Türkiye’de yabancı plakalı aracı kimler kullanabilir?
İçeriği Görüntüle

Araştırmacılar, çalışmanın özel risk gruplarına odaklanmadığını ve bu nedenle ebeveynlerin sosyoekonomik geçmişi ile çocukların eğitim başarısı arasındaki ilişkinin yeterince güçlü yansıtılamamış olabileceğini düşünüyor.

Erken destek önem taşıyor
Attig, özellikle dezavantajlı ailelerin ve çocuklarının erken yaşta desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Çocuklar erken yaşta kazandıkları avantajları ya da eksiklikleri okula taşıyor. Okullar da bu eksiklikleri daha sonra telafi etmekte zorlanıyor,” açıklamasında bulundu.

Bu bağlamda Bremen’de başlatılan BRISE adlı erken çocukluk gelişimini destekleme girişimi gibi projelerin etkili çözümler sunabileceği belirtiliyor.

Ancak Eğitim Enstitüsü (IBEB) uzmanı Andy Schieler, bu bulguların genelleştirilmemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Schieler, “Kısıtlı imkânlara sahip olsalar da çocuklarıyla duyarlı ve teşvik edici şekilde ilgilenebilen pek çok ebeveyn de var,” diyerek her düşük gelirli ailenin dezavantajlı kabul edilmemesi gerektiğini ifade etti.
©Sonhaber.eu