Amerikalılar Medyayı The Second God ( ikinci tanrı )diye tanımlar.
Onlara göre ‘The First God’ da sanıyorum para.

Bizde bu tabire benzer bir tabir var aslında.
Konu medya olmasa da bir kişinin belirli bir imkana, güce kavuşunca böbürlenmesine, kibirlenmesine karşı söylenir, “Küçük dağları ben yarattım” deyimi.
Eline bir mikrofon alan, yazacak bir köşeye kalemini kiralayan, arz-ı endam edecek bir ekran bulan, The Second God havalarında ve küçük dağları ben yarttım havalarına girerken, bazı medya patrıonlarının da kendini “The First God” sanmaları ülkemizde olağan hale gelmişti.
Hani Hoca Nasrettin misali.
Bir gün hamam da arkadaşları Hoca Nasrettin’e oyun oynamak isterler ve iddiaya girerler. Herkes gıdaklayacak ve yumurtlaycak, bakalım Hoca ne yapacak.
Daha önceden yumurtaları hazırladıkları için iddiaya girenler birer birer yumurtlamış. Sıra Hoca Nasrettin’e gelmiş. Hiç bir hazırlığı olmayan Hoca kumpasa geldiğini anlamış tabi.

Yumurtlaması beklenen Hoca bir an düşündükten sonra başlamış horoz gibi ötmeye.
-Hocam ne yapıyorsun hani yumurtlayacaktın? Demişler.
Hoca: E, erenler bu kadar tavuğa bir horoz lazım ama değil mi, demiş…

Mesele ‘Küçük dağları ben yarattım’ sanma ile birlikte yumurtlama ve horozlanma meselesi.
Hepsi bu…
Özgür, yandaş, candaş meselesi değil…