Alaca koyunların tarafını, rengini belli etme günü…
Özür dilemek erdem; hatasını kabul etmek onurlu duruşun Hz. Ömer halidir.
Adil olmak zorundayız. Çoğumuz yaşam çizgisinin orta noktasını çoktan geçmiş durumdayız.
Ki inanıyorsak öbür dünyada ilahi adalet bizleri bekliyor.
FETÖ ‘nün demokratik yollardan seçilmiş hükümeti ve Reis-i Cumhur’u silah zoru ile devirmek ve yönetimi ele geçirme teşebbüsü için ne desek azdır.
Bu ‘ Allahsızlar’ şayet başarılı olsaydı, bu yazıyı değil ülkemin Cennet köşelerinden birinde yazmak, Türkiye’ye gelir gelmez, ya vurulacak ya da FETÖ’nün işkence hanelerde acı çekiyor olacaktım!
O yüzden daha darbe girişimi olup olmadığı bile belli olmadan, eski adı ile Boğaz Köprüsü’nde tankları görür görmez , “ Şimdi Tankların önüne durma zamanı!’ diye yazıp paylaşımım…

Türkiye zonklayan bir çıbanın patlamış olma rahatlığını yaşarken, çıbanın özünü çıkarma çalışmaları devam ediyor.
Daha önce bir kaşık suda birbirini boğacak kadar düşman sandığımız faklı siyasi ve dünya görüşüne sahip insanlar konu vatan, millet, birlik, bölünmezlik, darbeye karşı duruş olunca nasıl tek vücut olduklarına tanık oluyorum iki haftadır.
Artık ölsem de gözüm arkada kalmaz çocuklarım, torunlarım ve ülkem insanı adına…
Fakat, Avrupalı Türklerden aldığım haberle içimi acıtıyor.
Başta Hollanda olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde Türkler arasındaki gerginlik hiçbir dönemde olmadığı kadar had safhada imiş.
Bu gerginliğin sebebi darbe yanlıları ve darbe severler olduğu muhakkak…
Süleyman Demirel’in tabiri ile insanlar mağduru sever diyerek, hem suçlu hem güçlü olacaksın, yok öyle!
FETÖ’cüler şimdi mağduları oynayıp, yaşadıkları ülkenin insanlarını, kurumlarını yanıltıyor; darbecileri savunuyor, hala FETÖ’ye destek veriyorlarsa, gerçekleri görmeyecek kadar gözleri kör bu yaratıklar sadece yaşadıkları ülke için, mensubu oldukları ülke için değil insanlık için birer tehlikedir!

Darbe girişimden sonra gerçeği görüp vicdan azabı çekenler olduğu kadar, hala ve inatla görmeyenler, ruhunu, beynini ve bedenini satmış, büyük oyunun farkında olmayanlar varsa çok yazık.

Bir başka durum daha varki asıl konu ve zurnanın zırt dediği yer orası.
17 / 25 Aralık öncesi ve sonrası insanların FETÖ’ye karşı tutumları..
Gezi Olayları öncesi ve sonrası duruşları…

Ben ve mensubu olduğum yayın organı 17 / 25 Aralık ve Gezi Parkı olaylarında tavrımızı koyduk.
Açın arşivleri bakın, arşivler yalan söylemez.
Daha önceleri ben de herkes gibi, Başbakan gibi, Cumhurbaşkanı gibi FETÖ’nün amaçlarının eğitim ve hizmet olduğuna (kerhen ) inananlardanım.
Kerhen diyorum çünkü 93 yılında yazıp, 2000 yılında yayınlanan Şiirmatik kitabımda yer alan;
“Bir bölen’imiz,
hep oldu;
sonra bir bilen’imiz,
Bir Gülen’imiz eksikti;
Bizi bu kafiler mahvetti
Bölen
Bilen
Gülen…”

dizlerini yazmış, en FETÖ karşıtlarının bile tepkisini almıştım. Acaba yanlış mı yapıyorum, diye kendimi sorgulamış, bende herkesle birlikte herkes kadar Hizmetçilerle aynı ortamlarda oldum, davetlerine katıldım.
FETÖ’ye göbek bağı ile bağlı insanlar bana hiçbir telkinde bulunmadılar. Belki de bende FETÖ’cü olmayacağını anlamışlardı.
Bir önceki yazımda FETÖ’cülerle şahsım ve Son Haberin savaşını yazdım. Merak eden açar okur…
Ben FETÖ’cüleri hep çiğ köftelik kıymaya benzetirdim, hiç kızmaz sinirlenmezlerdi. Belki de benim tanıdıklarım, FETÖ’nün ibadet ve ticaret tabakasından olan insanlardı.
FETÖ’cüler kadar hatta daha tehlikeli olan ‘ her devrin adımları ’ da FETÖ’cüler kadar tehlikelidir.
Tatlı su kurbağaları da diyebileceğimiz bu insanlar, tutumlarını, davranışlarını ve duruşlarını 17 / 25 Aralık’ta değiştirmemiş, Gezi Parkı olaylarında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın MURSİ gibi sonunun gelmesini beklemiş, 15 Temmuz da, darbe girişiminin ilk saatlerinde darbeci askerleri alkışlamaktan ellerli şişmiş insanlardır.
Ki bunların olayın vehametini kavraması ya da rüzgarı yönünün kesinleşmesini beklemesi kimine göre 24; kimine göre 48; kimilerine göre ise 72 saat sürmüştür! 16, 17, 18 Temmuzda kerhen de olsa şahsi ve ticari çıkarları söz konusu olduğu için; FETÖ/ Paralel / Hain gibi kelimelerden özenle kaçınarak basın bildirsi yayınlayarak güya bu girişimi kınamışlardır!!!

Kimin samimi, kimin fırıldak olduğunu anlamak için 15 Temmuz öncesi, 17 / 25 Aralık sonrası, Gezi Parkı olayları esnasında sözlerine, tavırlarına , sosyal medya paylaşımlarına bakmak lazım.

Söze yekün tutup final yapacak olursak; 15 Temmuz sonrasına kadar haber ve yorumlarında bir kez bile FETÖ, demeyen, Paralel kelimesini köşe yazarlarına yasaklayan söz de AK Parti taraftarı gibi görünen yayınlar, darbe girişiminden sonra aslan kesilmeleri size inandırıcı geliyor mu, bana gelmiyor…
Rotterdam’da Teröre karşı, Darbeye karşı yürüyüşlerde sahada hiç göremediğimiz, Bozacılar, şıracılar, fitneci, fesatçı, iftiracı dolu ortalık.
Gerçek kahramanlar ve hainler, fırıldaklar böyle zamanlarda çıkar…
Haklının/ haksızın belli olması için, arsız yüzsüz ve çıkarcıların haddini bilmesi için, fırıldakların pirim yapmaması için at izinin it izine karıştığı bu günlerde şeyler yapmak gerek.
Hollanda Türk toplumunun hiç olmadığı kadar gergin günler yaşadığını, kadının kocasını, evladın babasını bile FETÖ’cü diyerek gammazlayacak, iftira atacak duruma geldiğimizi duyuyorum.

Bu gerginliğe bir son vermek, sağduyulu hareket etmek için birilerin Büyükelçimiz SADIK ARSLAN’ı ziyaret ettiğini duydum. Her kafadan bir ses çıktığı bu günlerde zor ama imkansız değil.
Şayet Büyükelçiye gidenler kendileri bu işe soyunmuşlar ve elçimizden bu konuda olur / destek istemişlerde başka; birini/ birilerini tavsiye etmişlerse tavrım başka olacak. Büyükelçimiz Sadık beye akıl verecek değilim, fakat Sadık beyin ilk kriteri, Hollanda Türk toplumunda herkesim tarafında sevilen bir isim olmasına dikkat etmeli.
Bana soracak olursa aklımda bir isim var. Özelliği ise “ Darbe girişiminin ilk saatlerinde burnunun ucunda Cumhurbaşkanımız ‘ derdest edilmeye çalışıldığı saatlerde, neyin ne olduğu belli olmadığı dakikalarda, kurşun sesleri kulaklarını delerken, kaybedecek çok şeyi olmasına rağmen duruşunu belli eden ve sosyal medya da ‘ Reis’ ile fotoğrafını paylaşarak, 8 bin çalışanına, binlerce takipçisine, “ Artık demokrasi ile yönetildiğimizi bilelim, bu darbe sayın cumhurbaşkanımıza karşı girişilen bir darbe girişimidir. Bu halk 1980 halkı değildir. Bugünkü liderler şapkasını alıp giden liderler değildir’ diyerek mesajını veren Hollanda Türklerinin yakinen tanıdığı biri olması…

Yavuz Nufel