Yaşama hakkından düşünce özgürlüğüne,mülkiyet hakkından çalışma özgürlüğüne, İNSAN onuruna yaraşır bir yaşamın teminatıdır ANAYASA!

İnsan onuruna yaraşır bir yaşam için, seçilmiş kişiler tarafından meclise sunulan öneriler karara bağlanır. Fakat şunu da gözardı etmemek gerek,tüm alınan kararlar iNSAN merkezlidir. İnsanı korumak kollamak güvende olmasını sağlamaktır. Devletin temel esaslarından biride budur.

Ben anayasa uzmanı falan değilim. Tüm bu söylediklerimde zaten sıradan tüm vatandaşın bildiği, bilmesi gereken şeyler.
Peki neden tüm bunları kaleme alma gereği duydum?..

Hepimizin son günlerde şahit olduğumuz gibi, şu an Avrupa da ciddi bir operasyon için düğmeye basıldı. Nedir operasyonun amacı?
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını yıpratmak,itibarsızlaştırmak,zayıflatmaya çalışma algısı oluşturmak..
Fakat bunun için o kadar zavallıca bir senaryo çizilmiş ki çizenler de oynayanlar da destekleyenler de çirpındıkça batıyor.. hiç farkında bile olmadan.
Temelinde Türkiye'de aylardır oluşturulmak istenen "basın özgürlüğü"algısına Türkiye'nin içerisinde istediği gibi şekillendiremeyenler olayı akıllarınca Avrupa'ya taşıyarak kendilerince amaçlarına ulaştılar.

Medya,basın özgürlüğü kanalından girip işi parlamentolara kadar taşıyanlar ve bu oyuna gelenler, ülkelerinde ki anayasayı unutacak kadar başı dönmüş yöneticilere kadar..
Hatta kendi ülkelerinde her ay içişleri bakanının tüm medya patronlarını toplayıp, ne yazılıp neler çizileceği kararları alınırken,çizgilerini kalın bir şekilde çizerek basını en ağır şekilde kısıtlayan ülkelerin kalkıp da Türkiye'yi eleştirmeye kalkmalarını şaşkınlıkla izliyor,anlam veremiyorum.

Soruyorum.. Nedir sizi bu tuzağa düşüren? Gerçek korkunuz ve endişeniz nedir?

Benim Hollanda Başbakanım geçtiğimiz günlerde Hollanda medyasında hiçbir ahlaki boyutu olmayıp sadece ülkesinde yaşayan 450 bin Türk vatandaşının sadece Cumhurbaşkanı na değil aynı zamanda bayrağı gibi vazgeçilmez değerlerine, basın özgürlüğü adı altında yazılıp çizilen hiçbir şekilde kabul edilemeyecek karton çizimleri için altını çizerek sölüyorum, Avrupa Birliği dönem başkanlığı yaptığı böylesine önemli bir dönemde şu açıklamayı yaptı:" Bu olay Almanya ile Türkiye arasındadır" yani kısacası bizi pek bağlamaz demek istedi.

Almanya'da olan "dost ülkelerin devlet başkanına hakaret edilemez" maddesi Hollanda'da yokmu? 267. Madde burada da var ve hala geçerli!

Ülkenizde çizilen onca iğrenç çizim başka bir ülkedemi çizildi?

Sayın Cumhurbaşkanımız Almanya'da kendisine yapılan iğrenç hakaretlerden sonra dava açma hakkını kullanması partinizi neden paniğe soktu da 267. Maddenin 3. Fıkrası olan " hakarete uğrayan devlet başkanları kendileri dava açabilir" kısmını kaldırmak için önerge vermişler.

!! Kaldırmak istediğiniz bu önergeyi 60 lı yıllarda ülkenize gelen dönemın Amerıka başkanı Lyndon Johnson'a bir öğrencinin "katil Johnson" olarak hakaret etmesiyle anayasanın 267. Maddesinin 3. fıkrasına eklediniz.

Bir devlet başkanına hakaret yapıldığı için eklenen bu fıkrayı diğer devlet başkanına rahatça hakaret ve küfür edilsin diye çıkartmak istenilmesi hangi ahlak ve adaletle bağdaştırılıyor bu ülkede?

Ve en ilginç olanda bunu oyun sahadayken yapıyorsunuz..

Normal şartlarda tabiki meclis istediği gibi doğru adaletli özgürlük ve insan hakları konusunda anayasa değişikliği yapar. Burada bir problem yok. Fakat şu anki gördüğümüz fotoğraf avrupanın gerçek ve ürkütücü yüzünü ortaya koymuştur.
Nedir sizi bu kadar Türkiye konusunda rahatsız eden? Türkiyesiz yapamayacağınızı bile bile hangi akla hizmet ederek bu yüce milletin seçmiş olduğu Cumhurbaşkanına bu şekilde saldırıyorsunuz? Bu hakkı ve cesareti kimden alıyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanımız tüm tepki ve haksızlıklara rağmen yinede sizler için elinden geleni yaptığı bu dönemde kendisine teşekürü böyle mi yapıyorsunuz?
100 bin mülteci Avrupa'ya geldi diye eliniz ayağınıza dolandı. 3 milyon mülteciyi Türkiye'de tutarak size destek çıkıyor .Karşılığı bu mudur?
Kimse kimseyi sevmek zorunda değil, eleştirebilirsiniz orada bir problem yok.
Fakat kalkıpda insanı itibarsızlaştırmak için özgürlük adı altında bu şekilde şakravanlık yapmaya devam etmeniz sizlerin ne kadar zavallı olduğunuzun bir göstergesidir. Ki hedef aldığınız kişi bir ülkenin Cumhurbaşkanı ise..
Hiçkimsenin özgürlüğü bizim değerlerimize dil uzatıp onları karalayamaz. Bu hakkı kişiye hiçbir gerekçe veremez!!

Sizin suçunuz değil belliki canınız sıklıyor . Türkiyenin yerinde olsam dost ve müttefik gördüğüm bu ülkelere 3 milyon mülteciyle coşkulu şekilde bir Avrupa Baharı yaşatırdım.

Açık ve net bir şekilde söylüyorum..
Aklınızda ki eğer Recep Tayyip Erdoğan' sız yani eskiden olduğu gibi istediğiniz gibi şekillendirmeye çaliştığınız bir Türkiye ise, hiç öyle hayallere kapılmayın.
O dönem kapanmiştır!

Tüm dünya biraraya geldide ne oldu? Bu necip millet 1 Kasımda biz istemediğimiz müddet bizim Selahattin Eyyübi'mizi hiçbir güç durduramaz mesajını size vermedi mi? Algılarınız mı kapalıydı yoksa. Sorun yok yakında Başkanlık sistemi için yine hazırlanıyoruz. Millet olarak artık bizim işimiz tüm dünya gerçekleri görüp anlayana kadar mesaj vermek.
Bir kere demiş bulunduk! "DÜNYA 5 den BÜYÜKTÜR"

Bu arada şu gerçeğide gözardı ederek heyecan yapmayın.
Tarihiniz den kalma bir alışkanlık olarak insan alıp satmaya mehillisiniz.
Türkiye'yi ve Türk milletini öyle sizin elinizin altında bulunan birkaç maşa'dan ibaret sanmayın. Onların bize olmadığı gibi sizlerede hiçbir faydası dokunmaz.

Nasıl 2014 yılında Bakanımız Sayın Asscher'ın Türk gençlerinin yüzde 90 ı İŞİD'i destekliyor diye yaptırdığı, bilimsel hiçbir araştırmaya uygun olmayan bu rapora karşı üç kuruş alacağız diye evlatlarımızın gözünün içine baka baka ruhunu satanlar...
Terör örgütlerini masumlaştıracağız diye teröre karşı yazılan basın bildirisinde STK ları biraraya getirip örgütlerin isimlerini Türk STK lar arasına büyük bir başarı ile alıp da, haftalardır anavatanlarının Cumhurbaşkanı'na yapılan hakaret ve küfürlere karşı kalemi kırılıp bir basın bildirisi dahi yazamayanlardan ibaret değiliz çok şükür!!

Belki önemlidir sizin için bunlarında hiçbir tabanı yok!!
Taban size 1 Kasım'da gereken mesaji verdi sanırım.


Şimdi biraz geriye saralım benim için adaletin gecikmesi bile adaletsizliktir!
Sayın Bakanın yukarda bahsettiğim benim genç evlatlarımı karalamakiçin yaptırmış olduğu bilimselliğe uymayan sahte rapordan başlayalım.
Bunun içinde.. 2 gün önce yapmış oldukları basın bildirisinde kamuoyunu aydımlatmaya çalışan Türk hukukçular birliğine iş düşüyor.
İllede faydalı olalım adaleti tecelli ettirelim diyorsanız önce haksızlığa uğramış iftira atılmış 20 bin gencimizi mutlu edelim.
Sayın Cumhurbaşkanımız biliyor zaten haklarını ..

Meclisin bir başka ülkenin Başkanına rahatça hakaret edilmesine yönelik anayasa değişikliğine gidilmesini esefle kınıyor,

Medeniyetin temel unsurları olan adalet ve ahlakın anayasa ile tecelli ettiğinde toplumları güçlü hale getireceğini düşünüyorum.
Aksi takdirde bu iki temel kavram zayıfladıkça medeniyet çürür.

Saygılarımla,
Saadet Koral