Olimpiyatlarda Türkiye adına dünya rekoru kırmıştı. Bütün dünya Türkiye’yi ve bu küçük adamı konuşuyordu.
Türkiye ilk defa bir spor alanında dünya şampiyonu çıkarmıştı.
Bu küçük dev adam sayesinde
Hepimiz gururlanmıştık, onur duymuştuk.
Ve her şeyin ötesinde umut olmuştu, gençlerin önünü açmıştı
"Sadece kendi ülkenizde değil dünyadada en iyi sizde olabilirsiniz" demişti !

O günden sonra Türkiye’de çok şey değişmişti. Türkiye adına bir çok alanda bütün dünyada adından söz ettirecek başarılar elde edildi.
Eurovision’da Sertab Erener ile birinci olduk.
İlk kez 100 metrede dünya şampiyonu olduk.
Şenol Güneş ile milli takımımız dünya kupasında 3. oldu.
İlk kez bir Türk Nobel ödülü aldı.
Bir Türk takımı UEFA kupasını kazandı.
Basketbolda, voleybolda zirveleri gördük.
Ve sayamadığım bir çok başarı geldi.

Bütün bunlara tek bir adam sebepti!
Onun başaran tarafı ve bütün dünyada Türkiye bayrağını en zirvede dalgandırmaya sebep olma nedeni, arkasından geleceklere en büyük özgüven olmuştu.

Ve tabi zaman su gibi akıp gitti,
biz bu küçük adamı unuttuk !
Halini-hatırını sormadık, bir şeye ihtiyacın var mı demedik, iş vermedik, ne yapıyor diye merak etmedik !
Böyle olağanüstü bir başarıya imza atan bir sporcunun adını hiç bir tesise
vermedik !
Bütün bunları gören bu küçük dev adam içine kapıldı, dünyaya küstü hasta oldu.
Dünyada bir insanoğlunun kaldıramayacağı ağırlıkları kaldıran bu adam,
bu unutulmuşluk ağırlığını kaldıramadı !

Aramızdan çok erken, 50 yaşında ayrıldı.

Her zaman olduğu gibi sadece ölünce değerini anladığımız en güzel insanlar arasında yerini alarak gitti.
Belki de bu dünyadan daha iyi kendisini hissedecek olacağı öbür dünyaya ;
Ve artık onun için yapabileceğimiz tek şey vardı:
Biz sana hakkımızı sonuna kadar helal ediyoruz; sen de et Naim Süleymanoğlu...
Işıklar içinde uyu;
Mekanın cennet olsun...

Sevgilerimle
Aykut Torunoğulları
[email protected]