Şaşkınlıkla olanı biteni anlamaya , kafamda oluşan onlarca soruyu anlamaya, analiz etmeye çalıştım, ben mi yanlış görüyorum bende mi problem var düşüncesiyle...
Ancak tüm olasılıkları ele almama rağmen sorularıma bir türlü cevap bulamadım.
Çözemediğim bu konuyu kamuoyuna sunuyor, aydınlanmak istiyorum.

Peki özellikle böylesine bir dönemde yapılmak istenen nedir, bu oyunun arkasındaki güçler kimlerdir?
Bu senaryoyu hangi üst akıl yazdı ve kimler oynatılmak, nasıl bir algı oluşturulmak isteniyor?

Son dönemlerde Avrupa ve Türkiye'de yaşanan terör olaylarının da etkisiyle Hollanda'daki STK'ların tümünü biraraya getirip, birlikte nasıl hareket edebiliriz düşüncesi oluştu. Bu düşüncenin temelinde, Hollanda'daki bütün Türk STK'larının gerek siyasi ve kültürel alanlarda Türk diasporasının daha etkin olmasını sağlamak, gerekse toplumdaki ortak sorunları ve ani gelişen durumlar karşısında sağlıklı iletişim kurup sorunlara hızlı çözüm üretmek yatmaktadır. Bu amaçla CPD (Center for Public Debate) devreye girerek tüm STK'ları davet etti. Ve sonrasında yukarıda da belirttiğim gibi birlikte hareket etmek, müzakere zemini oluşturmak ve sürekli biçimde iletişimde kalabilmek için kendi bünyesinde oluşturulan istişare kurulu ve katılan STK'larla 16 Mart tarihinde bir buluşma gerçekleştirildi.

Peki farklı düşüncelerin de biraraya geldiği bu toplantı amacına ne kadar ulaştı? Toplantıda tam olarak neler ele alındı? Bütün bunları bilmemekle birlikte işte o toplantıdan 9 gün sonra, yani; 25 Mart tarihinde HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı'nın medyaya gönderdiği, altında STK 'ların ismi yazılan basın bildirisi bende olduğu gibi birçok kişinin kafasında şimşekler çakmasına yol açtı.

Ve şu soruları da beraberinde getirdi:
- Tüm STK'ları biraraya getirip Türkiye'de ve Avrupa'da meydana gelen terör olaylarına yönelik tepkiyi, ne zamandan beri açıkça terör eylemleri düzenleyen PKK'yı destekleyenlerle birlikte yapıyoruz?
-Basına gönderilen basın bildirisinin altına terör uzantılı kurumların adını yazarak ne ve kim masum gösterilmeye çalışılıyor?
- Hollanda hükümeti son yıllarda terör orgütlerinin iplerini özellikle Türkiye'ye karşı gevşeterek ve yine bu yanlışı toplumda çıkabilecek gerginlikle bağdaştırdığında, onlardan teröre karşı bir hamle yapmasını bekliyoruz. Bu hamle gerçekleştirilmeden PKK'nın bir kurumunu TÜRK STK'ların arasına yazmak, özellikle terör karşıtı bir basın bildirisinin altına yazmak hangi akla hizmet ediyor?
-Türkiye'ye karşı her durumda propaganda yapan HTİB Başkanı'nın şimdiye kadar izlemiş olduğu tutuma hepimiz şahitiz. Peki bütün bunlara şahit olan ve isimlerinin terör örgütü uzantılarıyla yanyana görmekten rahatsız olmayan STK'larımız örneğin Türkevi ve diğerlerini sessizliğe iten nedir? Bilmediğimiz zayıf noktaları ve açıkları mı var ki böyle bir tavır içerisindeler?
- Büyükelçimizin önerisi ile burada yaşayan Türk toplumunun daha güçlü bir diasporaya sahip olması için birliği ve bütünlüğü sağlayabileceğine inanılarak kurulmuş olan CPD, bu olayın neresinde?
-Tüm bu gelişmelerden Sayın Büyükelçimizin haberi var mı acaba, varsa nasıl bir önlem almayı hedefliyor?
-Hollanda'daki Türk toplumunun huzurunu kaçırmaya yönelik planlanan bu tuzağın paralel yapı neresinde rol alıyor?
-Sayın Cumhurbaşkanımızın vatan hainleri ve ihanet çetesi diye adlandırdırdığı terör örgütleri ile işbirliği yapan, darbe girişimleriyle yetinmeyip Türkiye'yi her fırsatta karalayıp Türk insanına her halükarda zarar vermeyi hedefleyen bu örgütün CPD tarafından düzenlenen toplantılarda ne işi var?
Bu kişilerle mi toplumda huzur, barış ve birliktelik oluşturmayı hedefliyorsunuz?

Altını çizerek söylemek ve vurgulamak istiyorum; şirinmiş gibi görünerek Türk toplumuna faydalı olmaktan söz edenler, ama bizlere en büyük zararı verenler!
Yıllardır iş yapıyor görünüp sadece egolarını tatmin ederek bu topluma hiçbir faydası olmayanlar!
Bu işler kendi vatanını milletini karalamakla olmuyor..
Öyle her şeyi bilir moduyla Türkiye'ye gidip 2 bakan tanımakla halktan uzak sadece mecliste lobi yapmayla hiç olmuyor!!
Herkes ama herkes pis ellerini burada yaşayan temiz Türk toplumunun üzerinden çeksin. Artık bu insanları kullanmaya çalışarak onların huzurunu bozmanıza asla müsade etmeyeceğim!

Özellikle ülkemizde neredeyse hergün şehit haberleri ile sarsıldığımız böylesine hassas bir dönemde oynanmak istenen bu oyunu yemediğimizi ve şiddetle kınadığımızı yükses sesle tekrar ifade etmek istiyorum!

Yukarıdada belirtmiş olduğum tüm sorular için açıklama istiyor, bundan sonra herkesin sağduyu ile hareket etmesini önemsiyorum.


Saygılarımla,

Saadet Koral

Bahsedilen basın bildirisinin orjinali:

Terreur is misdaad tegen mensheid
Door aanslagen op het vliegveld Zaventem en op metrostation Maalbeek in Brussel zijn meer dan 30 mensen om het leven gekomen en honderden mensen gewond geraakt. Bovendien werd het openbare leven door deze aanslagen volledig ontwricht.
De aanslag in Brussel volgde op eerder aanslagen in onder meer Madrid, Londen, Parijs, Ankara en Istanbul.
Mensen die onderweg naar huis of naar hun werk waren, mensen die aan het winkelen waren, een concert bijwoonden of gewoon aan het slenteren waren, werden slachtoffers van gruwelijke daden van doorgaans zelfmoordterroristen. Terroristen trachten hun moordzuchtige fantasieën verwezenlijken door het zaaien van angst en vijandschap. Zij willen bevolkingsgroepen tegen elkaar opzetten en hopen dat hun boodschap van haat en onverdraagzaamheid in steeds bredere kringen de harten van medeburgers vergiftigt. Het antwoord daarop is dat wij eensgezind de waarden van onze open, democratische samenleving hooghouden. Wij hopen dat een ieder zich zal onthouden van het aanwijzen van zondebokken of het maken van inbreuk op de mensenrechten.
De organisaties van migranten uit Turkije in Nederland veroordelen deze laffe daden met afschuw. Wij leven mee met het Belgische volk. Onze gedachten gaan uit naar de slachtoffers en de nabestaanden.
Wij beschouwen het terrorisme, op welke grond dan ook, als een misdaad tegen de mensheid, waar ook ter wereld. Door het terrorisme worden de samenlevingen ontwricht, bevolkingsgroepen tegen elkaar opgezet, mensen angst en schrik aangejaagd en een fatsoenlijk leven ontnomen. Wij vinden dan ook dat elk beschaafd individu zich tegen elke vorm van terreur stelling hoort te nemen.
We roepen al onze landgenoten op onze godsdienst niet te laten kapen, de harten van onze kinderen niet te laten ontvreemden en niet toe laten dat vijandschap wordt gezaaid tussen ons en andere Europeanen. Wij zijn niet verantwoordelijk voor de wandaden van extremisten die zich onze godsdienst proberen toe te eigenen, maar wij nemen wel verantwoordelijkheid voor de weerbaarheid van de Nederlandse samenleving tegen extremisme en terrorisme.
Wij roepen middels deze weg een ieder op om met grotere eensgezindheid dan voorheen stelling te nemen tegen alle vormen van terrorisme, waar en tegen wie dan ook! Terroristen die in het ene land aanslagen plegen mogen niet in andere landen de gelegenheid krijgen zich te hergroeperen. Wij roepen hen ook op om alle vormen van steun zowel direct als indirect stop te zetten. Alleen dan is het mogelijk terrorisme met succes te bestrijden.
Wij zijn tenslotte van mening:
Krachten te bundelen ter voorkoming van haat, terreur, oorlogsgeweld, agressie en pesterijen;

Om zo met elkaar samen een samenleving op te bouwen waar meer vrede is, waar angst verdwijnt en waar geen haat kan wortelen.

Namens de ondergetekende organisaties,

Mustafa Ayranci

CPD Centrum voor het Publieke Debat
DSDF Federatie van Sociaal Democratische Verenigingen
FED-KOM Federatie Koerden in Nederland
HAK.DER Federatie van Alevitische Verenigingen in Nederland
HOTIAD Nederlands-Turkse Ondernemingsvereniging
HTIB Turkse Arbeidersvereniging in Nederland
HTIKB Nederlandse Unie van Turks-Islamitische Organisaties
HTKB Turkse Vrouwen Vereniging in Nederland
H.T.S.K.F. Federatie van Turkse Sport en Cultuur in Nederland
KOMKAR Koerdische Arbeiders Unie
TOF Stichting Turkse Ouderen Federatie
Turkevi Gemeenschap