Haber7.com’dan Genel Yayın yönetmenim; dünya durdukça kitapları okunası adam; Konstantin’in Sırrı’nı çözen yazar Yaşar İliksiz...
Sevilesi bir adamdır, tanıyanlar sever, tanımayanların bir yanı eksiktir.
İlginç, yerinde, cuk oturan tespitler yapar...
Şayet bilgi dağarcığınızdaki bilgiler onunkinin yanında devede kulak kalıyorsa yaptığı espiriye o gülmeden gülemezsiniz...
Neyse, söze yekün tutalım. İstanbul’da yaptığım bir dinletiden sonra Yaşar bey hakkımızda demişki; “ Şiir okumakla ve yazmakla para kazanılsaydı Yavuz Nufel Bill Gate kadar zengin olurdu”
Doğrudur; deyip şımarmanın; yok canım , deyip kendimi küçümseyecek kadar mütevazi olmanın lüzumu yok!

O kadar olmasa da hatırı sayılır para kazanırdım sanırım eğer şiir okumak para kazandırsaydı.

Ama para kazanacak asıl kaynağı kaçırmışım ben...
Geçtiğimiz günlerde Rotterdam’ın en işlek ve en fazla Türk esnafın bulunduğu caddede birkaç esnafı ziyaret ettim.
Esnaf, çok şeyden dertli. Bir zamanlar buralarda kiralık dükkan mümkün değildi, şimdi tek tek kapanıyor dükkanlar, boş dükkan istemediğin kadar çok, diyorlar...
Vergiler; işsizlik dolayısı ile halkın alım gücünün düşmesi vb bir çok neden sıraladılar.

Ne olacak bu memlekin hali, dedik karşılıklı...
Kısa bir süre önce Hollanda’nın başka bir şehrinden Rotterdam’a daha hareketli olduğu için gelip dükkan açtığını belirten bir Türk esnaf, geldiğine pişman olmuş gibi... Aradığını bulamamış...
Müşteriden çok sponsorluk, reklam ve yardım için gelen var, dedi...
Ama hala umudunu yitirmemiş...
“O kadar da reklam verdik, haber yaptırdık bakalım, reklam uzun vadeli iştir diye konuşmasını sürdüren esnafın cümlesindeki ; “haber yaptırdık “ kelimelerini cımbızla çektim.
Nasıl yani; dedim...
Abi kusura bakma da sen nasıl gazetecisin, para verdim haber yaptılar işte; kimi 200; kimi 250 avro aldı benim dükkanın haberini yapmak için, dedi...

Dondum kaldım...
Demek bazı abartılı, cafcaflı açılış; kutlama, bilmem kaçıncı yıl haberlerini mesleğin yüz karaları para ile yapıyorlarmış...
Mesleğin yüz karası diyorum ama belki de yüz karası benim bu mesleğin...
Adamlar çağa ayak uydurmuşlar, kaç sütuna kaç manşet fiyat listesi bile yapmışlar benim haberim olmamış...
Ha, hani zaman zaman gazeteler, dergiler inadırıcılığını yitirdi, okunmuyor vs vs diyoruz ya...
Okur bile farkında, birini övmeye gör, hemen anlıyormuş...
Neyse, demem o ki yazının başına dönecek olursak; Sevgili Yaşar İliksiz şiir okumakla para kazanılsaydı” demişti ya; onu bilmem de bu güne kadar paralı haber, yorum, köşe yazsaydım her halde Sabcılar; Koçlar kadar olmasam da Aydın Doğan kadar zengin olurdum...
Asıl suçlu benim, çağa ayak uydurmadığım için,
Asıl suçlu benim, sürüden ayrıldığım için
asıl suçlu benim kitabın ortasından konuşup yazdığım için.
Daha da ötesi yazdığım bir yazıdan haberden dolayı o asalaklarla aynı kefeye konulmak daha da acı...

Yavuz Nufel