Zirve kapsamında "Toplumsal Kabulün Önündeki Engeller ve Uyum Çalışmaları" konusunda özel bir panel düzenlendi. Panel oturumuna Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Müşaviri İpek Coşkun, Hollanda Türk Evi Araştırmalar Merkezi'nden Veyis Güngör, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nden (Uyum ve İletişim Dairesi Başkan V.) Aydın Keskin Kadıoğlu ve Mülteci Destek Derneği'nden (MUDEM) Tolga Karakayalı "Toplumsal Kabulün Önündeki Engeller ve Uyum Çalışmaları" konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nden Türkiye'deki uyum çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Aydın Keskin Kadıoğlu, "Hali hazırda ülkemizde 190 farklı ülkeden 4 milyon 600 bin mülteci bulunmaktadır. Bu durumda da zorunlu olarak ufak çaplı çatışmaların olduğunu görüyoruz.

Buradaki çatışma toplumlar arası değil de tekil şahıslar arasında olduğunu görüyoruz. Uyum strateji ve ulusal eylem planı belgesi ülke genelindeki eğitim, belediye ve diğer kurumların belirli bir koordinasyonda çalışma yapılması acısından büyük önem arz etmektedir. Göçmenler kendi haklarını öğrenmesinde, göçmenlerin bilgilendirilmesi için Yabancılarla İletişim Merkezimiz bulunuyor.

Şu ana kadar 4 milyondan fazla çağrıya cevap verdik. Uyum çalışmalarımız çerçevesinde Göç Danışma Merkezi'miz bulunuyor. Mobil uygulamamız ile 6 dilde hizmet veriyoruz. Bu uygulama ile tarih, kültür ve günlük hayattaki durumlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor. İllerimizde Türk toplumumuzla yabancıların buluştuğu etkinlikler düzenliyoruz. Buradaki amacımız yerli halkımızla yabancıların uyumunu hedefliyoruz. Toplumsal kabul ve uyum çalışmalarımız kapsamında kısa film ve resim yarışmaları gibi sosyal etkinliklerde yapıyoruz. Şunu belirtmek isterim ülkemizde Suriyeliler sınavsız üniversiteye giremiyorlar, devlet memuru olamıyorlar ve devletten maaş almıyorlar" dedi.

Hollanda Türk Evi Araştırmalar Merkezi'nden Veyis Güngör, "Avrupa'daki toplumsal kabulün önündeki en büyük engel ırkçılıktır. Almanya, İtalya ve diğer bazı ülkelerde ırkçı partilerin çoğalmaya başlamasıyla meclislerdeki etkinlikleri çoğaldı. Irkçı partilerin etkin oldukları bir diğer alansa siber saldırılar. Burada nedense Rus siber saldırıları bulunuyor. Rus siber saldırılarıyla toplumsal bir kaos ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Örneğin Almanya'daki seçimlerde Rus siber saldırılarıyla toplum birbirine düşürülmeye çalışıldı. Irkçılık göstergelerinden birisi de aşırı grupların, düşman listelerinin oluşturulmasıdır. Almanya'da ırkçı gruplar 25 bin kişinin bilgileri toplayarak liste yapıyor. Bu listedeki insanlara ne yapılacağı da bilinmiyor. Avrupa'da özellikle Müslüman orta sınıfa saldırılar görülüyor" diye konuştu.