Hollanda’nın evleri ve kanalları ile dünyaca tanınan şehri Giethoorn’da yaşayan Türk aile, uğradığı ırkçı ve saldırgan tavırlara karşı çalmadık kapı bırakmadı. Ancak ne polis ve savcılık ne de belediye gereken önlemleri zamanında almadı. 

BNNVARA'nın araştırmacı gazetecilik televizyon programı Zembla tarafından ortaya çıkartılan olayda kamera görüntüleri de dahil olmak üzere ırkçı saldırganlığa ilişkin elde olan birçok kanıta rağmen, yetkililerin konuyu ciddiye almadığı gözler önüne seriliyor.

“Yabancılar kendi ülkenize çekip gidin”
Giethoorn’da yaşayan Türk asıllı bekar bir anne olan Hatice Yılmaz ve 15 yaşındaki oğlu Yusuf, yaklaşık bir yıldır bir grup gencin ırkçı tacizlerine maruz kalıyor. 

2020 yılının Ekim ayında başlayan saldırılarda, akşam vakitleri 14 ile 18 yaşları arası bir grup genç; ailenin evine saldırıyor, araçlarının aynasını yaklaşık 5 kere kırıp araca zarar veriyor ve aynı zamanda “yabancılar kendi ülkenize çekip gidin”, ‘Yusuf kankerturk’ gibi ırkçı sloganlar atıyor. 

“Çocuğumun güvenliğinden korkuyorum.”
Program’da açıklamalarda bulunan Leiden Üniversitesi hukuk profesörü Peter Rodrigues, gençlerin suç işlediğini belirtirken “bu sözler inkar edilemez bir şekilde ayrımcı söylemler” şeklinde açıklıyor.

Hatice Yılmaz, evin dışına kamera taktırdıklarını, her gece evin kapısını güçlendirmek için barikat yaptıklarını ve yaşadıkları bu korku nedeniyle yakın bir zamanda taşınacaklarını belirtirken, olayın ne kadar vahim bir boyutta olduğunu şu sözlerle açıklıyor; “Çocuğumun güvenliğinden korkuyorum.”

Kolluk kuvvetleri çok geç kalmış
Zembla’nın yaptığı araştırma, Oost-Nederland polisi, Oost-Nederland Cumhuriyet Savcılığı ve Steenwijkerland belediyesinin olaylardan haberdar olduğunu gösteriyor. Ancak polis olayları küçümseyerek, kanıtları kaybettiği ve ayrıca iki kez ailenin yaptığı suç başvurusunu kabul etmediği ortaya çıktı. Davayla ilgili tüm bilgiler de Savcılığa iletilmedi.  

Uzmanlar; polisin, yargının ve belediyenin bu ayrımcılık davasını ele almadığı sonucuna varıyor. Polise göre, herhangi bir suç oluşmadı ve yalnızca “gençlerden oluşan bir rahatsızlık”  olduğu rapor edildi. Ayrımcılık konusunda uzman olan Peter Rodrigues ise “Bu kesinlikle yanlış bir karardı” şeklinde vurguluyor.

“Gençlerin yaramazlıkları”
En son yaşanan olay sonrasında polis nihayet harekete geçiyor ve saldırgan gençlerden bir tanesi aracın aynasını kırdığını itiraf ediyor. Bu gence uyarı yapılıyor. Ancak daha sonra kaydedilen bir telefon görüşmesi, polisin hala olayları 'gençlerin yaptığı bir yaramazlık' olarak gördüğünü gösteriyor.

Bir başka dikkat çeken nokta ise polisin soruşturma sırasında elde edilen ve ırkçı saldırının kaydedildiği güvenlik kamerası görüntülerini kaybetmiş olması. 

Bu görüntüler olmadığı için polis, ihbarın asılsız olduğuna karar veriyor. Mağdur aile bu konuda şikayette bulununca, kamera görüntüleri aranmaya başlanıyor. Polis bu durumu “Koşulların çok talihsiz bir buluşması” şeklinde açıklıyor.

Dava ile ilgili Savcılık açıklamasında ise ancak kısa bir süre önce polisten rapor ve şikayetlerin geldiği belirtildi. 'Cezai açıdan dava farklı bir yaklaşım gerektiriyor' şeklinde açıklama yapan Savcılık dosyanın yeniden gözden geçirileceğini açıkladı. Ancak aradan geçen zaman ve delil yetersizliğinden dosyanın kapandığı, sadece aynayı kıran çocuğa 100 euro tazminat ödemesine karar verildiği belirtiliyor.

Hatice Yılmaz, "Bu sonuç beni hayal kırıklığına uğrattı. Yetkililere olan inancımızı tamamen kaybettik." diyor.

Belediye aldırış etmemiş
Giethoorn'a bağlı Steenwijkerland belediyesinin, Yılmaz'ın yaptığı iki yardım başvurusuna yanıt vermediği ortaya çıktı. Belediye yaptığı açıklamada Yılmaz’ın şikayetine yönelik olarak polis, mahalle çalışanları ve gençlik çalışanları ile bir çalışma yaptıklarını belirtiyor. Ancak belediyenin bunun dışında başka hiçbir yardımda bulunmadığı görülüyor.

Sonuç: İhmalkârlık
Profesör Rodrigues'e göre, davanın esasına daha önceden bakılmış olsaydı, ailenin bu kadar uzun süre acı çekmesi önlenebilirdi.

37 yıldır ayrımcılıkla mücadele alanında tanınmış bir uzman olan Cyriel Triesscheijn ise polisin kendi yönergelerine göre her zaman ayrımcılık raporlarını kaydetmesi ve soruşturma yürütmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

BNNVARA'nın araştırmacı gazetecilik televizyon programı Zembla, bu akşam NPO2’de yayınlanacak ‘Oprotten uit Giethoorn' adlı programda Geithoorn’da yaşananları ve ailenin nasıl ayrımcılığa, zorbalığa uğradığını detayları ile ele alacak.

Sitemizde yayımlanan haberlerin her türlü hakkı SONHABER.eu’ya aittir. Haberin linki kaynak olarak gösterilmeden alınan haberler için hukuki işlem başlatılacaktır.

Sonhaber'i artık Telegram'da da takip edebilirsiniz:  t.me/sonhabereu

WhatsApp’ta ücretsiz bültenimize abone olun, Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleri gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın