Alman Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu, Almanya Devleti’nin güvenlik birimlerinin Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün cinayetler serisine ilişkin zaafı olduğunun kanıtlandığını savunarak, “Her ne hikmetse bu katiller tam yakalanacakken kendilerini kurtarmayı başarmışlar” dedi.

Berlin’in Wedding semtinde David Schraven’in “aşırı sağcı şiddet” temalı “Beyaz Kurtlar” karikatür sergisinin açılışını Yeşiller Partisi Milletvekili Konstantin von Notz ile beraber yapan Mutlu, NSU’nun ortaya çıkışının dördüncü yılı dolayısıyla açıklama yaptı.

NSU cinayetlerinin 4 Kasım 2011 tarihinde tesadüfen öğrenildiğini hatırlatan Mutlu, bu cinayetlere kurban gitmiş insanların ilk başlarda “dönerci cinayetine” kurban gitmiş gibi lanse edildiğini kaydetti.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde görülen ve 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldürmek ve bombalı saldırılar yapmakla suçlanan NSU terör örgütü davası çerçevesinde artık “üç kişilik cinayet şebekesi” teorisinin çöktüğünü dile getiren Mutlu, sadece üç kişinin Almanya’nın çeşitli yerlerinde 10 kişiyi “hunharca” katledemeyeceğini iddia etti.

NSU cinayetlerinden yargılanan kişilerinin destekçilerinin de olduğunun bilindiğini fakat henüz kanıtlanamadığını anlatan Mutlu, “Aynı şekilde devlet güvenlik birimlerinin de bu cinayetler serisi ile ilgili birçok zaaflarının olduğu artık kanıtlanmış durumda” dedi.

Mutlu, “Her ne hikmetse bu katiller tam yakalanacakken kendilerini kurtarmayı başarmışlar. Sanki birileri bunlara haber vermiş gibi. Bunu kanıtlayamıyoruz ama o kadar zaaf var ki, o kadar istihbarat hataları var ki insanın kafasında soru işareti beliriyor” diye konuştu.

“Dosyaların imha edilmesinden dolayı cinayetlerin ispat edilmesi zor”

Mahkeme sürecinin dört senedir devam etmesiyle ilgili soruya Mutlu, NSU cinayetlerinin kanıtlanmasının çok kolay olmadığı yanıtını verdi.

Dava sürecine ilişkin delillerin yok edilmiş ve istihbarat birimlerinin raflarında bulunan NSU cinayetleriyle ilgili dosyaların da imha edilmiş olduğunu ifade ederek Mutlu, dosyaların imha edilmesinden dolayı cinayetlerin ispat edilmesinin zor olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

“Aynı zamanda sanıklardan iki tanesi öldü. Bir tanesi de üç yıldan beri ağzını açmıyor. O bağlamda da çok zor. Güvenlik birimleri, istihbarat birimleri ve yetkili kişiler her ne hikmetse hafıza kaybına uğramışlar. Bir nevi hatırlamıyorlar olan biteni. Bu yüzden durum öyle pek iç açıcı değil.”

Dava sürecine ilişkin garip şeylerin de olduğuna işaret eden Mutlu, bir tanığın “tuhaf şekilde” şeker komasına girip otoban kenarında ölü bulunduğunu, bir başka tanığın da ölü bulunduğunu anımsattı. Mutlu, “Bunlar abartılı tesadüfler. Bu pislik kokuyor, hem de feci kokuyor” değerlendirmesinde bulundu.

Mutlu, Federal Parlamento’da (Bundestag) NSU mahkeme sürecinden gün yüzüne çıkan sonuçları değerlendireceklerini belirterek, “İnşallah bu cinayetler serisinin sadece üç kişi tarafından değil, aslında daha büyük bir organizasyon tarafından yapıldığını ispatlamış olacağız” dedi.

“Almanya ırkçı tehdit altında”

Sığınmacıların Almanya’ya gelişinin artmasıyla mülteci yurtlarında kundaklamaların da arttığını anımsatan Mutlu, Köln Belediye Başkanı Henriette Reker’in seçim öncesinde “az kalsın” bir cinayete kurban gideceğini hatırlattı. Mutlu, “Bu olaylar Almanya’nın çok ciddi bir ırkçı tehdit altında olduğunun göstergesi” ifadesini kullandı.

Son zamanlarda Almanya’da, “ülkenin çarşaf ve burka giyen kadınların istilasına uğradığı” yönünde haberlerin arttığına dikkati çeken Mutlu, “Almanya’nın başka sorunları var. Bütün Almanya’da 80 milyondan fazla insan yaşamakta. Kaç kişi çarşaf giymiş? Kaç kişi burka giymiş? Yani hangi rakamlardan bahsediyorsunuz?” değerlendirmesinde bulundu.

“Müslümanlardan sonra sıra Yahudilerde”

Irkçılığın Almanya’nın en önemli sorunlarından biri olduğunu düşündüğünü aktaran Mutlu, şöyle konuştu:

“Yok efendim burkaymış, çarşafmış, başörtüsüymüş… Bunlara uğraşmak yerine Almanya’yı tehdit eden ırkçılarla uğraşsınlar. Unutmamak lazım, Köln Belediye Başkanı az kalsın cinayete kurban gidiyordu. Her hafta pazartesi günleri Dresden’de, Leipzig’de ve diğer şehirlerde binlerce hatta Dresden’de onbinlerce insan ırkçısöylemlerle sokağa dökülüyor. Almanya’nın tarihini ve geçmişini göz önünde bulundurursak bu çok önemli bir sorun. Bu ırkçıların ortak bir yanı var, o da İslam düşmanlığı, yani İslamofobi. Aynı zamanda antisemitizm, yani Yahudi düşmanlığı. Şu an Müslümanlara odaklanmış vaziyetteler ama yarın tırnak içinde söylüyorum ‘Müslüman sorununu’ hallettiler mi sıra yine Yahudilere gelecek. O yüzden Almanya’nın istihbarat birimleri ve güvenlik birimleri ve en başta sayın İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere bunu çok ciddiye almalı.”

“Bütün gücümüzle olayı aydınlatmalıyız”

Yeşiller Partisi Milletvekili Konstantin von Notz da NSU cinayetlerinin açıklanamamış olmasından rahatsız olduklarını dile getirerek, Başbakan Angela Merkel’in cinayetlerin “açık bir şekilde” aydınlatılacağı yönünde söz verdiğini fakat şu ana kadar herhangi bir açıklığın olmadığını vurguladı.

NSU terör örgütünün eylem ve cinayetlerini araştırmak için ikinci bir komisyon kurulması için baskı yaptıklarını ve parlamentodaki partileri ikna ederek bu komisyonu kurdurduklarını hatırlatan von Notz, “Her şey ortaya çıkmalı. Cevaplanmamış çok sorular var. Bütün gücümüzle olayı aydınlatmaya çalışmak zorundayız” dedi.

“NSU davasının nasıl sonuçlanacağını düşünüyorsunuz?” sorusuna von Notz, şu yanıtı verdi:

“Davanın nasıl sonuçlanacağına ilişkin final tezimi şu an söyleyemem. Konuşmamız gereken birçok nokta var. Cinayetlerin sadece üç kişi tarafından işlenmiş olduğunu ileri süren tezler var. Bazı kişilerin tesadüfen öldüğü yönünde tezler var. Bunlar yoğun bir şekilde sorgulanması gereken konular. Bunların son zamanlarda yaşadığımız sığınmacı krizi nedeniyle içinde bulunduğumuz durumdan dolayı sorgulanması daha da önem kazanıyor çünkü yabancılara ve sığınmacılara karşı şiddet olayları artıyor.”

Kaynak AA