MERSİN (AA) - SEZGİN PANCAR - Hem ekonomik olması hem de barındırdığı besin değerleri dolayısıyla her gelir grubundan ailenin vazgeçilmezi olan makarna, Anadolu'nun bereketli topraklarından elde edilen buğdayın 20 saati bulan zahmetli yolculuğunun ardından sofraları süsleyecek hale getiriliyor.

Sabahın ilk ışıklarıyla tarlalardan toplanan durum buğdayları, makarnaya dönüşmeden önce ilk olarak üreticilerin beğenisine sunuluyor.

Özel laboratuvarlarda, alanında uzman ekiplerce analiz edilen buğdayların kalitesi ve besin değerlerine göre kabulü sağlanıyor ve makarnanın zahmetli yolculuğunun ilk etabı böylelikle geride kalıyor.

Kabulü yapılan ve sınıflarına göre ayrılan buğdaylar, temizlendikten sonra "tavlama" olarak adlandırılan süreçte su verilerek bir süre dinlendiriliyor. Sonrasında yüksek teknoloji ürünü aletler aracılığıyla öğütülen buğdaylar, irmik haline getiriliyor.

Dev mikserlerde irmik ile su karıştırılarak elde edilen makarna hamuru, basınç altında preslenerek şekillendiriliyor ve bu süreçte de her bir makarna çeşidi için ayrı ayrı şekil kalıpları kullanılıyor. Fiyonk ve spagetti makarnalar ise farklı makineler aracılığıyla şekillendiriliyor.

Özel ambarlarda soğumaya bırakılan makarnalar, el değmeden aktarıldıkları yüksek ısı üretimine sahip özel makineler aracılığıyla nem oranı düşürülerek kurutuluyor. Soğutulduktan sonra bilgisayar desteğiyle kontrolleri yapılan makarnalar, otomatik dolum makineleriyle yine önceden analizleri yapılan ambalajlara yerleştiriliyor.

Her kesimden sofraların vazgeçilmezi olan makarnanın zahmetli yolculuğunun son evresi olan paketlemede, çoğunluğu kadın çok sayıda işçi görev alıyor.

- "7'den 70'e herkese hitap ediyor"

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, AA muhabirine, durum buğdayının, makarnaya dönüşmesinin 20 saatlik bir sürecin ardından gerçekleştirildiğini söyledi.

Türkiye'nin, zengin üretim yerleri sayesinde her dönem kaliteli besinler üretilen bir ülke olduğunu vurgulayan Külahçıoğlu, bunlardan en önemlilerinden birinin makarna olduğunu kaydetti.

Külahçıoğlu, evrensel bir ürün olan makarnanın her kesime hitap ettiğini belirterek, "Makarna, 7'den 70'e her yaştan, her gelir grubundan insanın severek tükettiği, binlerce farklı çeşitleri olan, dünya mutfaklarında yerini almış bir ürün. En önemli özelliklerinden birisi doğal, sağlıklı ve besleyici olması." dedi.

Tüketicilerin bilinçlenmesiyle, makarnaya olan rağbetin de arttığını ifade eden Külahçıoğlu, "Makarna Türk mutfağında önemli bir yer tutuyor, tüketimi de her geçen gün artıyor. Kompleks karbonhidratlar sınıfında bulunan makarna, enerji veriyor. Hem bu yönüyle hem de tüketicideki bilinçlenmenin artmasıyla makarnanın sofralardaki yeri de artıyor." diye konuştu.

Külahçıoğlu, diyet programlarında da makarnanın önemli bir yer tuttuğunun altını çizerek, özellikle "Akdeniz diyeti" olarak bilinen diyet programının vazgeçilmez besinlerinden birinin makarna olduğunu anlattı.

Üreticilerin son dönemlerde çocuklara besin alışkanlığı kazandırmak için çeşitli çalışmalar yaptığını da belirten Külahçıoğlu, şöyle konuştu:

"Makarna üreticileri, makarnayı çocuklara sevdirmek ve küçük yaşlardan itibaren beslenme menülerine katmak, aynı zamanda da annelerin de işini kolaylaştırmak için çocukların daha çok hoşuna gidecek sebzeli, vitamin katkılı makarnalar da üreterek tüketicilerine ulaştırıyor. Bu kapsamda dünya genelinde 600 çeşitten fazla makarna üretiliyor."

Külahçıoğlu, makarna sektörünün gerek yarattığı ekonomik hacim gerekse de sağladığı istihdam sayesinde Türkiye'nin önde gelen üretim kaynaklarından biri olduğuna dikkati çekerek, ucuzluğu, pişirilmesinin pratik olması, aynı zamanda da sağladığı besin değerleri dolayısıyla her menüye girmesi gerektiğini sözlerine ekledi.