Resmi devlet yayın kurumunun “bureau buitenland (yurtdışı Redaksiyonu)”adlı radyo programında yapılan ankette 7 kişilik devlet liderleri arasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoĝan`ın da isminin yer alması, T.C Lahey Büyükelçiligi tarafından bir mektupla kınanmasının ardından bir tepki de yıllardır Hollanda yayın kurumlarında çalışan televizyoncu Burhanettin Carlak’dan geldi.

IS terör örgütü lideri Ebubekir el Bağdadi'yi 2015`in diktörü seçen radyo programı`nda dinleyicilerin oyları ile tercih yapacakları 7 lider arasında Süriye devlet başkanı Esad`ın ve Kuzey Kore devlet başkanı Kim Jong-un ismi geçmiyor geçmezken Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin geçmesini çarpıtıcı ve yanıltıcı bulduğunu belirten Carlak bir basın bildirisi ile yarışmayı kınadı.
Burhanettin Carlak, VPRO`ya gönderdiĝi protesto / kınama mektupunda, böylesi bir yarışma yapılmasını prensipde doĝru buldugunu ve demokrasi ve özgürlüklerin - referansı ne olursa olsun- herkesce yüksek bir deĝer olarak tutulması düşüncesinde olduĝunu belirterek, üzüntüsünün yarışmada demokrasi yolundaki Türkiye`deki en büyük demokratik reformları yapmış liderin isminin yer alması olduĝunu belirtti.
Bunu çarpıtıcı ve siyasi olarak deĝerlendiren Carlak, prosedür ve kriterlerin yeniden gözden geçirilmesini istedi.

Burhanettin Carlak`ın mektubunun tam metni Türkçe ve Hollandaca olarak şöyle:

Protesto!

Seçimlerde tatsız ve yanıltıcı prosedür Websitenizden yılın diktatörü seçimine ilişkin haberinizi okudum. İnsan hakları ihlalleri sürekli gündemde tutulmalıdır ve demokrasi ve özgürlüklerin - referansı ne olursa olsun- herkesce yüksek bir deĝer olarak tutulması düşüncesindeyim.

Fakat hemen belirtmeliyim ki belirtilen 7kişilik listede Türkiye`nin Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoĝan`a yer vermenizi üzüntü verici ve çarpıtıcı olarak deĝerlendiriyorum.

Yılın diktatörünü seçim biçiminiz, çarpıtıcı olduĝu kadar, siyasi. İlk 7 yedi adayın tesbitine bakılınca sözde gazeteci ve uzmanlar tarafından belirlendiĝi belirtiliyor! Hangi gerekçe ve kriterlere göre belirlenmiş bu gazeteci ve uzmanlar kim? Propaganda, olayları çarpıtma, tek taraflı bilgi verme ve kutuplaştırma aslında diktatörlerin metodu ile aynıdır. 7 Kişilik liste ki bunların içinde kendi halkını öldüren Beşşar Hafız el-Esad veya Küzey Koreli Kim Jong-Nu yok!

Türkiye eksikliklerine raĝmen demokrasi yolundadır ve en büyük demokratik reformlar Erdoĝan’ın liderliĝi ile olmuştur. Erdoĝan`ın kendi halkını öldürdüĝü iddası ile eleştirmek, yanlı ve PKK`nın terörünün şirin gösterildiĝi, islamafobik sincice bir propaganda olduĝu kanısındayım.

Gazetecilerin baskı altında olduĝu iddanıza ilişkin olarak da tutuklu gazetecilerin çoĝunlukla, gazetecilikle ilgisi olmayan faaliyetlerinden dolayı hüküm giydiklerini belirtmek isterim. Mesleklerine vurgu yapılması yanlış bir görüntü oluşuyor. Şeffah olmayan bir prosedür gerçeĝin yansımasını engelliyor. Erdoĝan`ın listeye alınması böylesi bir yarışmaya gölge düşürüyor. Sizlerden kriterlerinizi yeniden belirlemenizi talep ediyorum.
Seçimle ilgili prosedürün yeniden gözden geçirilmesi kanısındayım.
Türk Vatandaşları tepkilerini programın 088-2058 911no`lu telefonuna veya [email protected] mail adreslerine gösterebilirler


Protest!

Smaakloze en misleidende procedure bij verkiezing Zojuist heb ik via jullie website gelezen over de ‘dictator van het jaar’ verkiezing.
Ik ben ook van mening dat democratie en vrijheid, ongeacht het referentiekader, bij iedereen hoog in het vaandel moeten staan.
Daarom is het natuurlijk goed dat men schendingen van mensenrechten continue onder de aandacht brengt. Ik vind het alleen wel buitengewoon betreurend, misleidend en smaakloos dat de Turkse president Erdoĝan ook in de lijst is opgenomen als één van de zeven kandidaten.

De wijze waarop de verkiezing is opgesteld is al misleidend, politiek gekleurd: het zou “door journalisten en deskundigen bepaald” welke zeven leiders genomineerd worden.

Op basis waarvan? Wie zijn dan de journalisten en deskundigen? Het maken van propaganda, het verdraaien van de zaken en valse of eenzijdige informatie verspreiden is een even haatzaaiende en polariserende methode als die van echte dictators zelf. Een lijst van 7 leiders waarop niet eens Bashar al-Assad opgenomen wordt, iemand die zijn eigen bevolking vermoordt, of de Noord Koreaanse Kim Jong-un. Turkije is ondanks alle mankementen op weg naar echte democratie, en de meeste democratische hervormingen zijn toch echt onder leiding van Erdogan doorgevoerd. Mij kunt u niet van gedachte ontnemen, dat dit een verheerlijking is van PKK’s terreurdaden en een subtiele wijze van islamofobie propaganda is. Erdogan zou volgens u het eigen volk vermoorden, waarmee u waarschijnlijk de terrorismebestrijding van Turkije bekritiseert. Maar dit is slechts eenzijdige berichtgeving. Wat betreft de onderdrukking van journalisten: het meerendeel van de journalisten dat vastzit, worden niet veroordeeld vanwege hun journalistieke achtergrond, maar vanwege andere activiteiten. Door toch nadruk te leggen op hun beroep, ontstaat er een schijnbeeld. Doordat het proces niet transparant is en de werkelijkheid niet weergeeft, doet het nomineren van Erdogan geen recht aan deze ‘dictator van het jaar verkiezing’. Daarom wil ik u vragen uw criteria aan te passen. Ik ben van mening dat het proces heroverwogen moet worden.

©SONHABER.EU