FRANSA

Fransa’da tereyağı testi: Üç marka içerik yönünden sınıfta kaldı

Fransa’da market raflarındaki tereyağları teste tabi tutuldu. Üç markanın içeriği tüketici dergisinin radarına takıldı.

Abone Ol

Sonhaber'i takip etmek ve haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesini sağlamak için buraya tıklayın.

Ulusal Süt Ekonomisi Mesleklerarası Merkezi’nin (CNIEL) verilerine göre, Fransa’da 2023 yılında kişi başına ortalama 2,75 kilogram tereyağı tüketildi. Bu da hangi tereyağının ne kadar kaliteli olduğuna ilişkin soruyu önemli hale getiriyor. Tüketici dergisi 60 Millions de Consommateurs tarafından yapılan bir araştırma, bazı market markalarının içerik yönünden dikkat edilmesi gerektiğini ortaya koydu.

Geleneksel olarak tereyağı tahta yayıklarla yapılırdı. Günümüzde ise üretim, endüstriyel “butyrateur” adı verilen makinelerle gerçekleştiriliyor. Süpermarket raflarında satılan tereyağlarının yaklaşık %90’ı bu yöntemle üretiliyor. Kalan %10’luk kesim “geleneksel tereyağı” olarak tanıtılsa da bunların çoğu da modern tekniklerden yararlanıyor. Örneğin, ambalajlarında tahta fıçı görselleri bulunan bazı ürünler aslında çelik tanklarda üretiliyor.

AOP tereyağlarının özellikleri
AOP (Appellation d’Origine Protégée – Menşe Adı Korumalı) etiketi, üretimden ambalajlamaya kadar tüm aşamaların belirli bir bölgede, geleneksel yöntemlere bağlı kalarak yapılmasını zorunlu kılıyor. Bu da sütün yerel çiftliklerden temin edildiği ve kremanın olgunlaşma sürecinin denetlendiği anlamına geliyor. Ancak uzmanlara göre, AOP etiketi taşıyan tereyağlarının bile tamamı geleneksel yöntemlerle üretilmiyor.
Uzmanlar, kaliteli bir tereyağının yalnızca “krema ve tuz” içermesi gerektiğini belirtiyor. Aşırı katkı maddesi veya düşük yağ oranı hem lezzeti hem de pişirme performansını olumsuz etkiliyor.

Light tereyağları pişirmeye uygun değil
Araştırmaya göre “light” veya “hafif” ibaresiyle satılan tereyağları, daha az yağ içerdiği için pişirme sırasında aynı sonuçları vermiyor. Bu ürünlerde aroma kaybı ve düşük erime performansı gözlemleniyor. Bu nedenle uzmanlar, hafif tereyağlarının kahvaltılarda veya ekmek üzerine sürülerek tüketilmesinin daha uygun olduğunu belirtiyor.

Üç markaya dikkat
Araştırmada üç marka özellikle içerik ve etiketleme biçimi açısından eleştirildi.
Eco+ (E.Leclerc): “Tuzsuz tereyağı” olarak satılan ürünün ambalajında küçük puntolarla “%60 azaltılmış yağ” ibaresi yer alıyor. Bu durum tüketici açısından yanıltıcı bulunuyor.

Les Croisés (E.Leclerc): %40 yağ içeren “hafif tereyağı” ürünlerinde E466, E202, E471 gibi katkı maddeleri ile modifiye nişasta kullanıldığı tespit edildi.

Elle & Vire: Hafif tuzsuz tereyağı (%41) nişasta içermesine rağmen “katkısız” ibaresi taşıyor. Ayrıca yemeklerde tam yağlı tereyağı kadar verimli bulunmadı.

Gerçek tereyağı nasıl olmalı?
Fransa’da “tereyağı” tanımı yasal bir düzenlemeyle koruma altında. 1994 tarihli Avrupa “sürülebilir yağlar” yönetmeliğine göre, gerçek tereyağı %80 ila %90 oranında süt yağı içermeli. Su ve yağ dışı kuru madde oranları da belirli sınırlar içinde olmalı. Bu nedenle her ambalajda “tereyağı” yazsa da tüm ürünler bu tanıma uymuyor.

Uzmanlardan tavsiye
Tüketici dergisi 60 Millions de Consommateurs, alışveriş yapanlara ürün etiketlerini dikkatle okumalarını öneriyor. Yağ oranı, katkı maddeleri ve kullanım amacı (pişirme, kahvaltı, hamur işi) mutlaka göz önünde bulundurulmalı. Uzmanlar ayrıca, özellikle çocuklu ailelerin bu uyarılara dikkat etmesi gerektiğini vurguluyor.
©Sonhaber.eu