Ne olduysa 2008’de oldu. Wall Street krizi diye de adlandırılan küresel finansal kriz, önce Amerika, daha sonra Kıta Avrupa ve Asya olmak üzere dünyanın önde gelen ekonomilerini derinden sarstı. Öyle ki bu krizin toplam faturası 30 trilyon doları buluyordu. Para’nın patronları için inanılmaz bir kayıp olarak görülen bu krizin altında yatan en önemli neden ise emtia değeri olmayan paranın küresel finansa hakim olması ve giderek bütün ülke piyasalarını kapsamasıydı. Krizin hızlı yayılması ve milyonlarca insanı etkilemesinin sonucu olarak bir çok ülkede protesto gösterilerini ve özellikle Avrupa’da demokrasi anlayışının sorgulanmasını beraberinde getirdi. Ama PARA bu tepkileri satın almakta gecikmedi ve Avrupalı Halkların haklı taleplerini manipüle ederek Onların enerjilerini başka bir alana kaydırdı. NİHAYETİNDE AVRUPA’DA IRKÇI SÖYLEMLER VE İSLAM’A KARŞI KARARTMALAR ALDI BAŞINI GİTTİ. BUGÜNE GELİNDİĞİNDE AVRUPA’DA HIZLA YAYILMA EĞİLİMİ GÖSTEREN İSLAM DÜŞMANLIĞI VE IRKÇILIK, PARA TARAFINDAN MÜTHİŞ DESTEK GÖRDÜ. Ve Avrupa’da dün yaşanan ve bir çok insanı etkileyen 2008 finans krizi bir anda İSLAM ve GÖÇMEN KRİZİ’ne dönüştü. Avrupa’lılar banka borçlarını unuttular, Yunanistan krizinden bahseden bile yok, İspanya ve İtalya’nın kamu borçları kimsenin umrunda değil, Almanya’da kapanan fabrikalar ve işsiz kalan binlerce emekçiyi duyan bile yok.. KISACASI AVRUPA GERÇEK SORUNLARINI UNUTUP, ONA DAYATILAN SUNİ SORUNLARLA MÜCADELE EDİYOR. PARA, AVRUPA’YI HİPNOTİZE ETMİŞ DURUMDA VE BELLİ Kİ BU UYUŞTURMA PARA’NIN ZARARINI KARŞILAYANA KADAR DA DEVAM EDECEK..

Bu durumda Avrupa’da tehdit olarak görülen Mülteciler ve İslam Dini, aslında bir kamuflaj görevi görmektedir. Kaldı ki mülteci krizinde Avrupa’nın Türkiye’ye el açması aslında bir taraftan bir itiraf içermektedir. Bu itiraf ise; Avrupa’nın 100 yıllık Ortadoğu ve Afrika siyasetinde tek taraflı ve sömürgeye dayalı bir ilişki kurduğunun kabulüdür. Avrupa kapılarına dayanan insanların ülkelerine baktığımızda geçen yüzyılın kolonilerini ve sömürgelerini görmek hiç de zor değil. Avrupa’nın entelektüelleri bu açık olguyu seslendirmekte beis görmüyorlar. Buna rağmen Avrupa mültecileri almamak için Türkiye’ye el açmak zorunda kalıyor. Burada Türkiye’ye düşen şey ise Avrupa’nın ikili politikasını görmek ve iyi okumaktır. BUGÜN AVRUPA’NIN TÜRKİYE’DEKİ SİYASİ İKTİDARA VE ERDOĞAN’A DÜZDÜĞÜ METHİYELER, BİZİ ALDATMAMALIDIR. ÇÜNKÜ BURADA BİR ACİZLİK VE ÇARESİZLİK VARDIR. ŞUNU DA BELİRTMEK GEREKİR Kİ, EĞER 1 KASIM SEÇİMLERİNDE AK PARTİ TEK BAŞINA İKTİDAR OLAMASAYDI VE 7 HAZİRAN’A BENZER BİR SONUÇ ÇIKSAYDI, AVRUPA YİNE TÜRKİYE’YE METHİYELER DÜZECEK MİYDİ? ELBETTE HAYIR.

İSLAM’A KARŞI KARA PROPAGANDA İŞİNİ İSE SADECE AVRUPA ÜSTLENMİŞ DEĞİLDİR. İSLAM, BÜTÜN DÜNYA ELİTLERİNİN ORTAK DÜŞMANIDIR VE DAHA BÜYÜK GÜÇLER TARAFINDAN VE ÖZELLİKLE DE PARA TARAFINDAN, TÜM DÜNYA ÇAPINDA KARALANMAKTADIR. Bu konuyu sadece Avrupa’nın üzerine yıkmak haksızlık olur. İslam ile mücadele çok daha spesifik çok daha uzun vadeli bir politikadır. Öyle ki, bugün yaratılmaya çalışılan algı İslam’ın en büyük düşmanının Müslüman’lar olduğu algısıdır. Kim bu sözde Müslümanlar? Evet, dünyada İslam adına savaş veriyoruz diyen, ama aslında PARA’nın çocukları olan TERÖR ÖRGÜTLERİDİR.

İslam neden hedef?
Hiç tereddütsüz söylemek gerekirse İSLAM; YÜZYILLARCA NEO-LİBERALİZM, SOSYALİZM VE LİBERAL DEMOKRASİ GİBİ DAHA BİR ÇOK KAVRAM VE SÖYLEMLE UYUTULAN DÜNYA’NIN ÖBÜR TARAFININ, FAKİR YÜZÜNÜN, GÜNEY’İNİN, SAVAŞ VE HASTALIKLARLA BOĞUŞAN HALKLARIN TEK UMUDUDUR. Çünkü İslam, evrensel değerleri küresel bir BARIŞ perspektifinden gören bir sistemdir. Bu sistemin dünyaya egemen olması demek ise sömürgelerin, savaşların, TERÖRÜN ve gelir eşitsizliğinin son bulması demektir. Yani PARA’nın PUL olması...

Metin Külünk