Hollanda’yı seviyoruz.
Ne kadar üstümüze gelseler de seviyoruz.
Karnımız burda doyuyor.
Yıllarımızı bu ülkeye verdik.
Seçme seçilme hakkımız var.
İbadet özgürlüğümüz var.
Çocuklarımız bu ülkede doğdu, Hollandalı çocuklar kadar bu ülkenin geleceği hepsi.
Fakat geldiğimiz ülkemiz ile de bağlarımız var.
Hemde sımsıkı.
Bu ülkeyi gerçekten sevmeyenin gideceği yeri var, gidebilir hatta gitmeli de.
Fakat Başbakan Rutte sevmeyen çekip gitsin, dedi diye de kimsenin gideceği yok.
Ve fakat, yaşanan sorunlarda yok değil,

Bunlara çözüm aramak yerine günah keçisi bulmak, kolaycılık, kaçmak ve kenra çekilmektir.
Sanki dert üstü , murat üstüymüşüz bu zaman kadar da ‘Adam’ın biri gelmiş, kravatını çözüp, ceketini çıkarmış ve ‘ Ey Avrupa, Ey Hollanda” demesiyle bütün büyü bozulmuş!

El insaf,

Sanki o ‘Adam’ gelmeden, cemaatler mercek altına alınmamıştı;
Sanki o ‘Adam’; ‘ Ey Holland ademeden önce iş pazarında ayrımcılık yoktu,
Sanki o adam geldi ve salonu costurmak için Hollanda’ya verdi-veriştirdi diye Hollanda Hükümeti 50 yıldır bu ülkeye hizmet edenleri gözden çıkardı, kara listeye aldı.
O ‘Adam’ Ey Hollanda hükümeti, muhatap alcağın insanlar burdakiler olmalı dedi.

O ‘Adam dedikleri, AK Parti İstanbul milletvekili Metin Külünk…

15 Temmuz 2016 Darbe girişimini anlatmak için Hollanda’ya gelmişti.
O ‘adam ey Hollanda, dedi diye mi başbakan Rutte, ‘ Ya sevin ya gidin’ tarzında gazetelere ilan verdi.
Bunlar, bu söylemler seçim yatırımı, siyasette bu tür söylemler gayet normal.
Bizim ülkemizde de bir kısmımız yıllardır, “ Ya sev ya terk et’ demedi mi…
Seven sevdi, sevmeyen terk etti mi peki…
Hamasi söylemlerle bir yere varılmaz.

Ne Metin Külünk, ne de Hollanda Başbakanımız Günah Keçisi değildir, gösterilmemelidir.
Gerek Külünk’ün “Ey Hollanda”sı; gerekse Rutte’nin “ Beğenmeyen çeker gider”’i siyasetin, demokrasinin içinde olan, temel hak ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde söylenmiş sözlerdir.
Aksini düşünenler ve savunanlar, demokrasiyi henüz anlamamış, sindirememiş olanlardır.

SON YORUMCU