Nerede her ay üfürükten tayyare konularını tartışanlar
Nerede ne dediği, ne anlattığı belli olmayan yazılarını okutmak için telefonda link yollayan sosyal medyada etiketlemeyi marifet sayanlar.
Nerede daha düne kadar Türkiye’den gelen siyasilerle boy boy fotoğraf çektirip, “ Gördünüz mü ben ne büyük adamım” mesajı vermeye çalışan çıkarcı, menfaatçi, zübük takımı?
Nerede yıllık ciroları bilmem kaç milyon AVRO olan iş adamı dernekleri?
Nerede köyüne, kasabasına, iline, ilçesine kadar derneği olan sonra vakıflaşan, sonra federasyonlaşan, sonra platformlaşan guguk kuşları…
Yazacak çok şey var.

Demem o ki, 50 yıl da şu kadar işadamı, şu kadar dernek, bu kadar doktor, bu kadar öğrencimiz var, 25 bin işverenimiz falanda filan…
Hepsinin lafazanlık, laf cambazlığı, lay lay lom olduğunu gördük işte.
Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hollanda’ya gelmesi yasaklandı, engellendi ne derseniz deyin.
Nerde sokaklara dökülen bayraklı insanlar.
Hepsi başka gezegene ışınlandılar gibi sanki…
Rotterdam yasaklıyorsa başka şehirlerde olabilirdi.
Her ne ise bu kadar olumsuzluktan sonra hiç beklemediğimiz yerden öyle bir tepki geldi ki şaşırdım.
Mustafa Ayrancı, HİTİB Başkanı…
Bilmeyenler için açalım. Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği’nin Fidel Castro gibi ölene kadar başkanı Mustafa Ayrancı.
Terstir, sıra dışıdır, nev-i şahsına münhasırdır, yıllardır kendince haksızlıklara, ayrımcılıklara karşı savaşır.
Sever veya sevmezsiniz, o sizin bileceğiniz iş…
Ama şu son durumda da yine yapacağını yaptı!
Dün yolladığı e-postayı inceledim.
Her zaman olduğu gibi yine AK Partiyi eleştirmekten geri kalmamış.
Ama Hollanda’nın Çavuşoğlu’na izin vermemesi konusunda özetle Ayrancı diyor ki , “ Böyle bir şey olamaz, bu insan haklarına aykırı. Çavuşoğlu gelsin HTİB binasında vatandaşlarla buluşun, elimizden gelen her şeyi yapmaya her desteği vermeye hazırız. Siyasi görüş farklılığı başka şey, Hollanda’nın bu tutumu farklı şey” diyor.
İşte Türkçedeki o deyimi söylemenin tam yeri ve zamanı: “Yiğidi vur öldür ama hakkını yeme”
Keşke herkes onun kadar yürekli olsa; özellikle de fotoğraf çektirme konusunda uzman STK temsilcileri…
Tam yazımı noktalayacaktım ki, Mehmet Demirel’in sosyal medya paylaşımını gördüm. Aklın yolu birdir derler. Mehmet’in yazısını kopyalayayım siz yine de önce Mehmet Demirel’in yazdıklarını sonra da her zamanki gibi bildiğinizi okumaya devam edin:
(Koskoca Turkiye Cumhuriyeti Disisleri Bakaninin Yapacagi Konferansi Iptal Edildi.!
Hic Bir Turk Stk'sindan Bir Cit Ses Yok.!!
Vay be...
Nerde o Bakanlarla Milletvekillerle Fotograf Cektirmek Icin Kuyruklarini Kiviran Stk Baskanlari..???
Yokmu Bir Cift Laflari....??)

, Mehmet Demirel ile benim için, “ Körler sağırlar birbirini ağırlar” deyin…
Evet “Ağır”(lar)ız, bazılarının olduğu gibi kaya gibi ağrı görünüp, tüy gibi hafif, tavşan gibi korkak, tilki gibi kurnaz olmaktan iyidir.

Yavuz Nufel