Merkel, Federal Meclis’te bütçe görüşmeleri kapsamında yaptığı konuşmada, Chemnitz kentinde çıkan olaylara değinerek toplumdaki çeşitli grupların dışlanmasına izin vermeyeceklerini ifade etti.

"Yahudiler ve Müslümanlar, tıpkı Hristiyanlar ve ateistler gibi toplumumuza, partilerimize, toplumsal hayata aittir." diyen Merkel, bu konuda mutabakat sağlandığında insanları ilgilendiren diğer konuların konuşulabileceğini kaydetti.

Merkel, ülkede kuralların geçerli olduğunu ve duyguların bu kuralların yerini alamayacağını vurgulayarak, Almanya’daki insanların çoğunun iyi bir birliktelik ve hoşgörü için çalıştığını belirtti.

Bir süre önce Chemnitz kentindeki bıçaklı kavgada bir Alman'ın, iltica talebinde bulunduğu sanılan kişiler tarafından öldürülmesine ve daha sonra düzenlenen gösterilere de değinen Merkel, bu tür olaylardan rahatsız olan insanları anladığını dile getirdi.

Gösteri yapmanın anayasal bir hak olduğunu ifade eden Merkel, ancak insanların kovalanmasına, şiddet uygulanmasına, Nazi sloganları atılmasına, farklı görünümlü insanlara düşmanca davranılmasına ve polise yönelik saldırılar yapılmasına mazeret bulunamayacağını bildirdi.

Alman Anayasası’nın birinci maddesinde insan onurunun ve haysiyetinin dokunulmaz olduğunun yazdığını anımsatan Merkel, “Bunu ihlal eden, birlikte yaşamamızın köküne baltayı vurur." ifadesini kullandı.

Suriye konusu
Esed rejiminin olası bir kimyasal silah saldırısının ardından ABD, Fransa ve İngiltere’nin muhtemel ortak operasyonuna Almanya’nın katılıp katılamayacağına ilişkin devam eden tartışmalara değinen Merkel, "Bir yerde kimyasal silah kullanıldığında ve uluslararası sözleşmelere uyulmadığında bunu görmezden geleceğimizi iddia etmek, bir cevap olamaz." dedi.

Bu konuda tüm cevapların Almanya anayasası çerçevesinde ve parlamentoda verileceğini söyleyen Merkel, “Dünyada ne olursa olsun başından 'hayır' demek, bu Almanya’nın tutumu olamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Merkel, barışı sağlama konusunda yeni araçlara ihtiyaç duyulduğunu ve bunun için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu her şeyin dışında kalmayla olmaz." ifadesini kullandı.

Göç konusu
Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı göç konusundaki sınamanın daha önceki mali ve avro krizinden daha büyük olduğunu söyleyen Merkel, AB'nin geleceği için çok önemli olan bu konuda ortak bir çözümün bulunması gerektiğini ifade etti.

Merkel, insanların göç etme sebepleriyle mücadele konusunda Afrika’ya daha fazla yatırım yapılmasını istedi.

Meclis'te Gauland'ın sözlerine Schulz'dan sert tepki
Öte yandan Merkel’den önce konuşma yapan aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi Genel Başkanı Alexander Gauland, göçmenler ve mülteciler tarafından işlenen suçları teker teker sayarak ülkedeki kutuplaşmanın sorumlusunun Merkel ve uyguladığı göç politikası olduğunu iddia etti.

Gauland'ın konuşmasının ardından söz alan Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Schulz, Gauland’ın karmaşık sorunları tek bir konuya indirgediğini ve “göçmenleri her şeyin sebebi” olarak gösterdiğini belirterek, Gauland’ın "faşizmin araçlarını" kullandığını söyledi.

Gauland'ın geçmişte “Nazi döneminin bin yıllık Alman tarihinde sadece bir kuş pisliği olduğunu” söylediğini anımsatan Schulz, "Bay Gauland, kuş pisliğinin çokluğu gübre yığınıdır. Siz Alman tarihinin orasına aitsiniz.” ifadesini kullandı.

Daha önce Avrupa Parlamentosu Başkanlığını ve SPD Genel Başkanlığını yapan Schulz’un sözleri, çok sayıda milletvekili tarafından alkışlandı.